Oruç ibadetini sadece mideye tutturmak yeterli değildir. Mükemmel bir oruç için bütün duygulara, göze, kulağa, dile, hatta akıl, fikir ve hayal gibi duygu ve uzuvlara da oruç tutturmaktır.

Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi: “Meselâ, dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak; ve o lisanı, tilâvet-i Kur’an ve zikir ve tesbih ve salâvat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek. Meselâ, gözünün nâmahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’an dinlemeye sarf etmek gibi, sair cihazata da bir nevi oruç tutturmaktır.” (Mektubat s.683)

Oruç ibadeti, aynı zamanda bedenin yıllık bakıma alınması ve revizyondan geçmesi gibidir. “İnsan, kendi dişiyle kendi mezarını kazar.”diye bir tespit vardır. Rastgele yemek yiyen insanlar kendi vücutlarına eziyet etmektedirler. Hem de yemek yemek üzerine tıka basa yemekle, muhtelif hastalıklara davetiye çıkarmaktadırlar.

İşte oruç, insana disiplinli yemek yemeyi öğretir ve sabra alıştırır. Midenin açlıkla manevi ağlamasına bedel, diğer duyguların manen gülmesine, manevi feyiz ve nurlara mazhar olmasına vesile olur. Evet, yetmiş cihetle hikmetleri olan oruç ibadetini ihmal edenler, hem Allah için elde edilen sevaplardan mahrum kalmakta, hem emre muhalefetten dolayı büyük günahlara girmekte, hem de orucun kazandırdığı sayısız faydalardan da mahrum kalmaktadırlar.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

 

Views: 0