İnsanoğlu çok karmaşık duygulara sahip ilginç bir varlıktır. Cenab-ı Hak, insanın mahiyetine koyduğu sayısız istidat ve kabiliyetlerine yaratılıştan bir hudut ve sınır koymamıştır. Ancak, sınırlamayı kelâm sıfatından gelen din ve şeriat kanunları ile yapmıştır. İşte, bu emir ve yasaklar manzumesidir ki, insanın bu dünyada imtihanına vesile olmuştur.
Hadis-i şeriflerde haber verildiği gibi, insanoğluna bir vadi dolusu altın verilse ikincisini, o da verilse bir üçüncüsünü ister. Dünyanın tamamı ona verilse, bu sefer gözünü aya ve diğer yıldızlara diker. İnsanın hırs duygusu bir türlü doymak bilmez. Onu doyuracak olan yalnız ebedi cennet ve saadetlerdir.
Düşmanlık duygusu da hırs gibidir. Bir şehre bir düşman askeri girse, o şehri bombalarla yerle bir eder. Masum çoluk çocuk, genç ihtiyar ayrımı gözetmez. Yahut aşağılık menfaatleri için bir ülkeyi istila eder, yüz binlerce insanı yok yere öldürür ve zerre kadar merhamet hissi taşımaz. Ya da hâkimiyet duygusunu tatmin etmek için, milletleri ve devletleri birbirine kırdırır, var olan huzur ve güveni darmadağın eder. Misalleri çoğaltmak mümkündür.
Hâlbuki, insana verilen benlik ve ona takılan duygular ve sıfatlar, Allah’ın sonsuz sıfatlarını onlarla tanımak ve mukayese yaparak Rabbini bilmek ilminde terakki etmek için verilmiştir.Fakat insan, ya imansızlık veya iman zayıflığından dolayı bu maksatla verilen ve emânet olan benlik duygusuna mâlikim nazarı ile bakar ve emânete ihanet ederse, öyle günahlara girer ve öyle dehşetli zulümleri işler ki, cezası ancak cehennem olabilir. Zira, o yapılan zulümlerin cezası bu dünyaya sığmaz. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0