Ramazan-ı Şerifte tutulan oruç, nefsin ıslah ve terbiyesi noktasında en büyük ve önemli bir faktördür. İmtihan gereği yaratılıştan Rabbini tanımak istemeyen ve âdeta Onunla rekabet ederek kendisi rububiyet dâvâ eden nefis, oruçla kendine gelir ve gerçek anlamda kul olduğunun şuur ve bilincine varır.
Bu mânâyı ifade için nakledilen bir kudsî hadise göre Cenab-ı Hak, nefsi yarattığı zaman ona sormuş: “Ben kimim, sen kimsin?” Nefis demiş: “Ben benim, Sen de sensin.” Hangi azabı vermiş ise inadından vazgeçmemiş. Ne zaman ki, onu açlıkla terbiye etmiş, yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Ben kimim, sen kimsin?” O zaman nefis demiş: “Sen benim merhametli Rabbimsin, ben de Senin âciz bir kulunum.”Ancak açlıkla kul olduğunu anlamış ve inadından vazgeçerek, Allah’ın kendi Rabbi olduğunu kabul etmiş.
Evet, binlerce maddi ve manevi hikmetleri ve faydaları olan Ramazan-ı Şerif orucu, Âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından, o hikmetlere binaen emredilmiştir. Fakat bizler orucumuzu o hikmet ve faydalara binaen değil, Allah emrettiği için tutarız. Zira, ibadetin ruhu ihlâstır ve ihlâs da bunu gerektirmektedir.
asyanur.info samicebeci.net (YoTube-Sami Cebeci videoları)