Cihad, Allah yolunda savaşmak ve mücadele etmek anlamına gelen bir kelimedir. Cihad silahla yapılabildiği gibi, kalemle ve ilimle de yapılabilir.
Cahiliye döneminden Asr-ı Saadet dönemine geçilirken, eski örf ve âdetlerine sımsıkı bağlı olan Arap kabilelerine, özellikle Kureyş müşriklerine karşı silahla cihada mecbur kalınmıştır. Zira, nihayet belâğatta olan beyanât-ı Kur’an’iyeye karşı harfle mukabele edemeyen müşrikler, kılıçla karşı koymuşlar ve kuvvet kullanarak İslâm dinini doğarken öldürmek istemişlerdir. Müslümanlar genellikle kendilerini müdafaa etmek için kılıca sarılmışlar, onun dışında İslâm’ı tebliğ etmeyi esas almışlardır.
Hudeybiye Anlaşması bu hususta önemli bir misaldir. Bu anlaşmaya göre, hemen hemen tamamı Müslümanların aleyhinde olan maddeler kabul edilerek, maddi kılıçlar kınına sokulmuştur. Bu sayede, Kur’an’ın şimşek gibi etkili ikna kılıcı ortaya çıkmıştır. Anlaşma sayesinde karşılıklı gidip gelmeler başlamış, kılıç gücüyle mağlup edilemeyen cihangir kahramanlar, İslâm’ın ikna kılıcı karşısında teslim olmak zorunda kalmışlardır. Halit bin Velid ve Amr ibn-ül As gibi komutanlar bunlardan sadece ikisidir.
Asr-ı Saadetten sonra da, İslâm’ın yayılmasında silaha müracaat edilmiş, fakat öncelikle savaş ilânı hep düşman cephesinden gelmiştir. Keyfî olarak İslâm’ı yaymak maksadıyla Müslümanlar savaş açmamışlardır. Barış ortamında tebliğ vazifesini yapmaya çalışmışlardır.
“Eskiden İslâm’ın terakkisini sağlamak, düşmanın inat ve taassubunu parçalamak silah ve kılıç ile olmuş. Şimdi ise, ilim ve ikna ile olacaktır. Medenilere galebe çalmak ikna iledir. Söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir.”diyen Bediüzzaman, vahşet ve bedeviyet devri ile medeniyet ve terakki devirlerinin farkını nazara vermektedir.
Şu medeniyet ve terakki asrında İslâm’ın yayılması ilim, irfan, ikna ve irşat esasına bina edilen tebliğ ile icra edilecektir. Mecbur kalınmadıkça silaha müracaat edilmeyecektir. Bu mecburiyet de, hâricî düşmanın saldırlarını durdurmak için söz konusudur. Bunun dışında ecnebiler için de mücadele, ikna ve irşat temelli tebliğ yoluyla gerçekleştirilecektir. Bundan dolayıdır ki, dış dünyada Risale-i Nur eserleri muhtelif dillere çevrilerek ecnebilere sunuluyor ve o dillerde dersler yapılıyor, elhamdülillah.
asyanur.info samicebeci.net (Sami Cebeci videoları-YouTube)