“Bu zamanda dahil ve hariçteki cihad farkı pek azimdir. Hariçteki düşmanın çoluk çocuğu ve malı ganimet hükmündedir, temellük edilebilir. Fakat, dahilde öyle değildir.”
Asrın imamı, müceddidi ve manevi sahibi ünvanıyla, Bediüzzaman’ın fetvası ve tatbikatı bu yöndedir.
1925 yılında patlak veren Şeyh Said isyanından önce, Kör Hüseyin Paşa etrafındakilerle Van’daki Nurşin Camiine gelirler. Maksadı doğuda nüfuzu çok kuvvetli olan Bediüzzaman Said Nursî’nin bu hadiseye katılmasını sağlayıp, gücünden yararlanmaktır. Yapılan teklife Bediüzzaman “Türk milleti asırlardan beri İslâm’a hizmet etmiş ve çok evliyalar yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılıç çekilmez, siz de çekmeyiniz. teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet irşat ve tenvir edilmelidir.”diyerek red cevabı verir.
Bu arada enteresan konuşmalar olur. Bediüzzaman “Siz din adına kiminle savaşacaksınız?”diye sorar. Hüseyin Paşa “Mustafa Kemal’in ordusuyla.” Bediüzzaman “Mustafa Kemal’in ordusu kimin ordusu?” Hüseyin Paşa “Ne bileyim, ordudur işte.” Bediüzzaman “Bu ordu, bizim ordumuzdur. Hepsi hısım ve akrabamızdır ve Müslümandır. Ahmed’i Mehmed’e, Hasan’ı Hüseyin’e mi kırdıracaksınız? Şeriat istiyorum diye şeriata muhalefet edilmez. Şeriatın anahtarları bendedir, haydi yerlerinize!” Hüseyin Paşa “Sen benim elimi ayağımı soğuttun. Ben şimdi beni gönderenlere ne diyeceğim? Beş para oldum.” Bediüzzaman “İnsanlar yanında beş para ol, fakat Allah katında makbul ol.”
İşte Bediüzzaman’ın bu ikazları sayesinde Van ve civarı iller Şeyh Said isyanına karışmaktan muhafaza olmuştur.
Dahildeki cihadı, manevi tahribatı ihlâs sırrıyla tamir etmek şeklinde izah eden ve maddi mücadeleden Kur’an’ın bizi men ettiğini söyleyen Bediüzzaman, iman ve Kur’an hizmetini irşat ve tenvir eksenli bir metot üzerine bina etmiştir ve müspet hareketi esas almıştır.
Harice karşı kuvvet ve silahla cihadın, zaruret olduğu zaman yapılabileceğini söyleyen, fakat dahilde kuvvet kullanmaya izin olmadığını ifade eden bir Üstada, Risale-i Nur Talebeleri her hal ve şart altında uymak durumundadırlar. Bunun aksine hareket edenlerin, Bediüzzaman’ın mesleğiyle hiç bir cihetle uzaktan yakından bir alâkası olamaz. Şeyh Said isyanında olduğu gibi, hem kendilerinin hem de taraftarlarının çeşitli zulüm ve mağduriyetlere düşmelerine sebep olmaları kaçınılmaz bir sonuç olur. Yaşanılan olaylar bunun çok açık bir örneğidir.
asyanur.info samicebeci.net (Sami Cebeci videoları-YouTube)
Views: 0