Üç aylarda, özellikle Ramazan’da ve Bayram sonrası yıl boyunca müminler tarafından şahsi veya grup paylaşımı şeklinde hatmedilen Kur’an, âdeta küre-i arz kafasının aklı hükmündedir.
Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi “Eğer kâinattan risalet-i Muhammediyenin (asm) nuru çıksa gitse, kâinat divane olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek; belki şuursuz kalmış olan başını bir seyyareye çarpacak, bir kıyameti koparacak.” (Sözler s. 103)
Her gün düzenli Kur’an, Cevşen ve Risale okumaları, manevi bataryalarımızın enerji ve feyiz kaynaklarıdır. Bu dünya hayatı için çoğu insan “yalan dünya, içi ne kadar boş!”diyor. Evet, hayat sayfalarını Allah bize boş olarak teslim ediyor ve “İçini sen doldur!”diyor. Hayatın içini dolduran gerçekler ise, Allah’ın farz kıldığı ibadetleri yapmak, günahlardan kaçınmak, yukarıda işaret edilen okumaları uygulamak ve Allah yolunda onun dinine hizmet etmektir. Böylece, dolu dolu yaşanan bir hayatın sonu da, Mevlana Hazretlerinin deyimi ile “Şeb-i aruz”olur. yani Allah’a, yani Sevgililer Sevgilisine kavuşma gecesi olur. Ebedi nurlar ve saadetler de onun devamında gelir. Bahtiyar olmak isteyenler öyle yaşamalıdırlar. Cenab-ı Hak, bizleri onlardan eylesin, âmin.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)