Nur hareketi mensupları, meşru olan her türlü hizmet vesilelerini kullanmayı aynı derecede önemsemek durumundadırlar. Risale-i Nur’ları bir bütün olarak anlamada ve her alanda yayılmasına öncülük yapan merhum Zübeyir Ağabey, bir taraftan konferanslar verirken, diğer taraftan kaldığı dershanenin temizliğini yapmayı da onun kadar önemsermiş.
Allah’ın rızasını gözeterek yapılan her türlü amel ve hizmetin kat’iyen küçüğü büyüğü olmaz. İhlâs noktasında hepsi büyüktür. Bazen küçük görülen hizmetler, hakikat cihetinde büyükten daha büyük olabilir. Bu ince noktadan dolayıdır ki, Bediüzzaman İhlâs Risalesinde “Vesilenin mahiyetine bakılmaz, neticesine bakılır. Madem neticesi rıza-yı İlâhidir, o küçük değil, büyüktür.”demektedir.
Gazetede makaleler yazmak, camilerde vaazlar vermek, seminer ve konferanslarla insanları irşat etmek veya toplantı zeminlerinde Nur Risalelerinden dersler yapmak, insan nefsine hoş gelen faaliyetlerdir. Bunların hiç biri küçümsenemez. Hepsi de büyük hizmetlerdir. Allah’ın rızası esas alınmak suretiyle paha biçilmez manevi cihad usulleridir. Ancak, bir anahtar bazen bir hazineden değerli olduğu ve kaşlar göze veya gem ata tamamlayıcı unsur olduğu gibi, küçük görülen nice hizmetler vardır ki, nefse hoş gelmeyen o çeşit hizmetler, rıza dairesinde daha makbul olabilir.
İman hizmetinin hangi çeşidi olursa olsun hizmet vakti geldiğinde, nefsin garip bir hâlidir ki, ayakları hep geri geri gider. İster ki onu başkaları yapsın. Fakat, aferin ve maşallah diye ücret vakti geldiğinde, en ön safa geçmeye çalışır. Bediüzzaman Hazretleri onu terbiye etmenin yolunu şöyle gösterir: “Hizmet zamanı nefsi öne sürmek, ücret makamında da onu geriye çekmektir.”der. Öyle yapmalıyız ki, tam ihlâsı kazanabilelim.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)