İman ve İbadet

İBADET ŞUURU İLE YAPILAN HİZMETLER

Reklam

Fen ve felsefeden gelen dehşetli bir dalâlet cereyanı karşısında kalpleri yaralanan ve imanları zedelenen ehl-i imanın, imanlarını kurtarmak ve kuvvetlendirmek için ortaya çıkan Risale-i Nur hareketine ait her türlü hizmetlerde, ibadet niyeti ve şuuru gözetilmelidir.

Çünkü, amel-i salih ve takva esaslarının hayata geçirilmesinin temelini teşkil eden iman hakikatlerine ait yapılan hizmetler, neticesi itibariyle ibadetler cümlesindendir. Bu noktada küçük büyük ayırımı yapılmaz. Madem ki, neticesi Allah’ın rızasına bakar, o küçük değil, büyüktür.

Bir mahalde yapılan Nur derslerine katılmak, muhtaç birisine iman hakikatlerinden anlatmak, derslere giderken yeni insanları da götürmeye gayret etmek gibi faaliyetler; ya da gazete ve dergilerimize yazı yazmak, seminer, konferans ve panel gibi manevi cihad anlamındaki programlara iştirak etmek tarzındaki sosyal faaliyetlerin hepsi, Allah’ın rızası esas alındığı için ibadet makamındadır. Hiçbir mazereti olmadığı halde bu tür hizmetlerden uzak durmak, bir nevi kendini ibadetten mahrum bırakmak anlamındadır. Bu ise, insanın kendisine manen zulmetmesi gibidir. İnsanın başkalarına zulmetmeye hakkı olmadığı gibi, kendi nefsine de hiçbir şekilde zulmetmeye hakkı yoktur.

Cenab-ı Hak, Zümer Suresi 53. ayetinde şöyle ferman eder: “Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki, Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcı ve  çok merhamet edicidir.” Geniş anlamıyla insan günahlara dalarak nefsine zulüm edeceği gibi, yapması gereken ibadet veya imana taallûk eden hizmetlerde tembellik etmek yahut mesafeli durmakla da, âhiret ve sevap noktasında nefsine zulüm etmiş demektir. İnsanın kendisine bilerek zarar vermesi ve zulmetmesi ise, ne akılla ve ne de vicdanla telif edilecek bir durum değildir.

Bu hakikate binaen, farz ibadetlerden sonra yapılan bütün iman ve Kur’an hizmetlerine ibadet niyeti ve şuuruyla dört elle sarılmak, sahip çıkmak asıl hedefimiz olmalıdır. Bu konuda, Bediüzzaman Hazretlerinin şu tespiti rehberimiz olmalıdır: “Hem, namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü bir cihette ibka eder.”

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam