Bu geçici dünya hayatından sonra ebedi bir hayatın bizleri beklediğine nihayetsiz deliller vardır. Evet, anne karnındaki çocuğun, kendisine orada hiç lâzım olmayan el, ayak, göz, kulak gibi azalarının bulunması, bir başka âleme namzet olduğunu göstermesi gibi; insanın kâinatı kuşatan fikirleri ve ebedi saadetlerinin her çeşidine yayılmış talep ve arzuları da, bu dünyadan daha güzel ve daha mükemmel bir âleme namzet olduğunu gösterir.
İşte, insanın ölümle fâni hayata gözünü yumması, bâki bir hayata gözünü açmasıdır. Onun ölümü, âhiret hayatına doğumudur. Daha mükemmel bir hayata geçmesidir. Bütün semavi dinlerin haber verdiği hakikat budur. Yoksa, ölüm yokluk ve hiçlik değildir.
Bediüzzaman Hazretlerinin tespit ettiği gibi, hayat mertebelerinin en aşağısı ve en basiti olan bitki hayatının başına gelen tohum ve çekirdeklerin çürümesine sebep olan ölüm, çekirdekten daha mükemmel olan sümbül hayatının doğumuna vesile oluyor ve ona başlangıç teşkil ediyorsa; hayat tabakalarının en yükseği, en yücesi ve en şereflisi olan insan hayatının başına gelen ölüm gerçeği, nasıl yokluk, hiçlik, adem ve mahvolmak şeklinde görülebilir ki? Hakikatte toprak altına giren insan, zahiren çürür, dağılır, fakat berzah âlemi ve âhirette ebedi bir hayat sümbülü verir.
Kur’an’da geçen peygamber kıssalarının en güzeli olan Yusuf Aleyhisselâm kıssasının akıbetini haber ve bir çok sıkıntı ve zahmetten sonra Mısır’a maliye bakanı olup, kardeşleriyle görüşüp seviştiği, manen ve maddeten en saadetli olduğu bir sırada “Beni Müslüman olarak canımı al ve salih kullarının arasına kat.” diye dua ederek, ölümünü istediğini bildiren Cenab-ı Hakkın, bu kıssa ile mühim bir ders verdiğini söyleyen Bediüzzaman “Kabrin arkası için çalışınız. Zira, hakiki saadet ve lezzet oradadır.” mesajını çıkartmıştır.
Evet, insanlığın ebede uzanıp giden arzularına rağmen, gaflet ve dalâletten gelen hayal kırıklığı yarasına merhem vurup, şifa verecek, yalnız Kur’an-ı Kerimdir.
Bir kaç gün önce, bir dostumuzun akrabasını âhiret hayatına yolcu ederken, çoğunluğu Risale-i Nur’dan habersiz kalabalık bir topluluğa, bahsi geçen hakikatleri kısaca anlattığımız zaman, hüzün dolu gergin yüzlerin rahatladığını, kederli halin dağılarak yerine sevinç dalgasının kapladığını görüyorduk.
Evet, göçebeler gibi, dünya yaylasından âhiret yaylasına intikal eden ve yer altı tünelleri gibi, kabir çukurlarından âhiret yurduna göç eden insanların geçici hayattan sonra ölümleri; gerçek anlamıyla bâki bir hayata gözünü açmak ve âhiret hayatına doğmaktır. Zira, bu hayatın sonu, yeni bir hayatının ilk adımıdır.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0