İçinde yaşadığımız toplumda nice insanlar vardır ki, konuştuğunuz zaman içiniz açılır; moral, şevk ve heyecan duyarsınız. Niceleri de vardır ki, konuştukları zaman içiniz kararır, şevkiniz söner, moral ve hizmet etme heyecanınız neyiniz varsa hepsini siler süpürür, kolunuzu kanadınızı kırarlar.
İkinci tip insanlar, iyilik zannıyla fenalık yaparlar da farkına bile varmazlar. “Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür seda, İslâm’ın sedası olacaktır.”gerçeğinin tahripçileridir. Her şeye olumsuz ve memnuniyetsiz bir gözle baktıklarından, kendi âlemleri de karanlık ve memnuniyetsiz insanlardır.
Elbette bir hizmette ve cemaatte her şey güllük gülistanlık değildir. İnsan unsurunun olduğu her yerde bir takım olumsuzluklar kaçınılmazdır. Hizmetin eksik ve noksan taraflarının olması tabiidir.
Ancak, olumsuzluklar yanında onlardan daha fazla olumlu cihetler de vardır. Onları görmezlikten gelmek hakperestlik değildir. Bütün noksanlıklardan beri olmak cennetin özelliklerinden ve her mükemmelin içine bir noksanı karıştırmak bu dünyanın hususiyeti olmasından dolayı, güzellik-çirkinlik, iyilik-fenalık, kemal-noksan burada birbiri içine girmiş. İmtihanın gereği budur.
Sadece iyilik ve güzellikleri görüp, her şeyi toz pembe göstermek, eksikleri göz ardı etmek ve düzeltmeye çalışmamak doğru olmadığı gibi; yalnız noksanlıkları görüp, hiç iyilik ve güzellik yokmuş gibi görüp göstermek de doğru bir yaklaşım değildir.
Bu itibarla, ifrat ve tefritten uzak olarak, mükemmel ve güzel cihetleri görüp, daha güzel şeylere ulaşmak için gayret ve şevke gelmeli ve eksik cihetleri de görüp tamamlama cihetine gidilmelidir. Özellikle, daha fazla şevk ve ümit veren şeyler nazara verilmelidir. Bu prensip, hayatın bütün alanlarında, aile hayatından en geniş dairelere kadar uygulanabilir.
asyanur.info samicebeci.net