(Dünden devam)
İnat hissini hakta sebat anlamında kullanan dâvâ adamları hen insanlık hem de İslâm tarihi boyunca olagelmiştir. Hambeli mezhebinin kurucusu Ahmet bin Hambel Hazretleri, Kur’an-ı Kerim’in mahluk olmayıp, Allah’ın kelâm sıfatının bir tecellisi olduğu fikrine karşı çıkan devrin halifesine boyun eğmeyip, hakta sebat ederek yıllarca hapishanede kalması bir örnek olduğu gibi, Bağdat hakimi olmamak hususunda halifenin baskısına direnen İmam-ı Azam’ın duruşu da bir başka güzel örnektir.
Âhirzamanın dehşetli adamlarının mahkemeler eliyle yaptığı baskıları karşısında asla ve kat’a boyun eğmeyen ve hak namına sonuna kadar hakta sebat eden ve “Eğer başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse, hakikat-i Kur’an’iyeye feda olan bu başı zındıkaya eğmem ve bu hizmet-i imaniye ve Kur’a’niyeden vazgeçmem ve geçemem.” diyen büyük İslâm alimi Bediüzzaman Hazretlerinin dik duruşu, hakta sebat etmenin muhteşem bir örneğidir.
Sosyal hayatın bir gereği olarak, basit sebepler yüzünden bir akrabasına, komşusuna veya dâvâ arkadaşına darılıp, barışmamak için inat etmek, o hissin nefis ve enâniyet hesabına kullanılmasıdır. Ya da, yanlış bir fikri veya kendince doğru sandığı bir kanaati topluma dayatmak ve elinde güç varsa zorla kabul ettirmek de inat hissinin bozulmuş ve veriliş amacından sapmış şeklidir.
İnat hissi, mutlaka müspet anlamda kullanılmalıdır. Meselâ; nefis insana namazı terk veya tehir ettirmek istiyorsa, özellikle sabah namazına kalkmama cihetinde direniyorsa, işte inat hissi orada kullanılmalı ve nefsin istediğinin tam tersi yapılmalıdır. Nefis insana “Bu akşam çok önemli bir maç var, derse gitme!” diyorsa, inadına derse gidilmelidir. Kur’an ve Cevşen okumakta tembellik ediyorsa, inadına sistemli ve düzenli bir tarzda okumalıdır. İman hizmetlerinin yapılması noktasında ayakları geri geri gidiyor ve kaçmaya çalışıyorsa, hizmette ileri sürülmelidir. Hayır yapmada ve hizmete maddi olarak sahip çıkmada cimrilik yapıyorsa, inadına hayırda ve bağışta elinden geldiği kadar cömert olmalıdır. Risale-i Nur okumada hep başkalarına tavsiyede bulunuyor, kendisi okumakta ihmalkâr davranıyorsa, belli bir plan dahilinde nefse okutulmalıdır. Özetle, nefis ne diyor veya neden kaçıyorsa, mutlaka onun tersi yapılmalı ve inat hissi orada kullanılmalıdır.
Risale-i Nur okuma kampanyası çerçevesinde, muayyen aralıklarla sayfa sayısını arttıran ve ayda bin sayfa okumayı nefsine kabul ettirdiğini söyleyen bir kardeşe soruldu: “Hedefine ulaşabildin mi?” O dedi: “Evet, ulaştım, önceleri nefsime çok zor geldi. Fakat şimdi günde kırk ile elli sayfa arasında okuyorum. Külliyatın tamamını bitirmeye iki kitap kaldı. Kur’an ve Cevşen okumalarımı da devam ettiriyorum. Planlı çalışılırsa, her şeye vakit yetiyor.” İşte, inat hissinin hakta sebat etmede kullanılmasının güzel bir örneği. Prensipli yaşamak ve dâvâ adamı olmak isteyenler bu örneği dikkate alsalar, inat hissini tam yerinde kullanmış olurlar.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0