Her bir ferdi diğer hayvanların bir nev’i hükmünde olan ve mahlukatın en şereflisi olarak yaratılan insanın, çok kompleks fakat intizamlı bir yapısı vardır.

Olumlu veya olumsuz yüzlerce duygularla donatılan ve onlarla imtihandan geçirilen insanın, bu duyguları arasında inat hissinin de ayrı bir yeri vardır. Diğer duygular gibi hem müspet hem de menfiye kullanılabilen inat hissi, kontrol altına alınarak olumlu yönde kullanılması icap eder. Zaten, insana verilen bu manevi cihazlar ebedi hayatın kazanılmasına vesile olması için verilmiş.

Şayet insan, âhiret hayatını unutarak veya yok sayarak, ebedi olarak dünyada kalacakmış gibi bütün duygular nefsin ve dünyanın hesabına kullanılırsa, ahlâk bakımından alçalmaya, rezalet ve çirkinliğe sebep olurlar. Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi, bu duyguların hafifleri dünyaya, şiddetlisi âhiret ile ilgili vazifelere sarf edilse, yüksek ahlâklara kaynaklık ettiği gibi, hikmet ve hakikate uygun olarak iki cihan saadetine vesile olurlar.

Fıtratımıza yerleştirilen bu duyguları söküp atamayacağımıza ve fıtratımızı değiştiremeyeceğimize göre, bunların yönünü değiştirip, hayırlı ve müspet yönde kullanmak doğru olanıdır. Çünkü, dünyayı sevmemek, düşmanlık ve inat etmemek, gelecek endişesi içinde olmamak yaratılıştan mümkün değildir. Onların yönü değiştirilip, hayırlı işlerde kullanılması, dünya ve âhiret saadetini kazandırır.

Bediüzzaman Hazretlerinin verdiği misaldeki inat ne kadar yerindedir: “Hem meselâ: Şiddetli bir inat ile; ehemmiyetsiz, zail, fâni umurlara (geçici şeylere) karşı hissiyatını sarf eder. Bakar ki, bir dakika inada değmeyen bir şeye, bir sene inat ediyor. Hem zararlı, zehirli bir şeye inat namına sebat eder. Bakar ki, bu kuvvetli his, böyle şeyler için verilmemiş. Onu onlara sarf etmek, hikmet ve hakikate münafidir (zıttır). O şiddetli inadı, o lüzumsuz umur-u zâileye ( geçici şeylere) vermeyip, âli ve bâki olan hakaik-ı imaniyeye (iman hakikatlerine) ve esasat-ı İslâmiyeye (İslâmi esaslara)ve hidemat-ı uhreviyeye (âhiret hizmetlerine) sarf eder. O haslet-i rezile olan inad-ı mecâzi, güzel ve âli bir haslet olan hakiki inada, -yani hakta şiddetli sebata- inkılâp eder.” (Mektubat s. 34) (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0