(Dünden devam)
Âhirzaman şartları içinde çok hızlı ve süratli bir hayat yaşayan ekser insanların, bahsini ettiğimiz hakikatleri düşünmeye bile vakitleri olmadığı görülür. Hatta bunları düşünmeye dâvet edenlere bazıları akıl vermeye bile kalkarlar. “Bu konulara fazla akıl yorma. Yoksa kafayı üşütürsün.” derler.
Halbuki, kimse bir başkasının âhiretini kurtaracak değildir. Herkes orada kendi amelinin karşılığını bulacaktır. Bir gün Sevgili Peygamberimizin (asm) “Ya Fatıma! Sakın ola ben bir peygamber kızıyım diye bana güvenmeyesin. Kendi elinle ne götürebileceksen ona bak.” demesi ne kadar önemlidir..
Bazı zamanlar ziyaret ettiğim bir esnafa bir gün sordum: “Âhiret işleri nasıl gidiyor?” Önce çok şaşırdı. Her halde böyle bir soru hiç beklemiyordu. Çünkü, herkes dünya işlerinin nasıl gittiğini soruyor ve kısaca “İşler nasıl?” diyordu. Esnaf arkadaş sorunun ciddiyetini anlayınca mahcup bir eda içinde “Maalesef hocam, âhiret işlerim hiç iyi gitmiyor. Kendimi toparlamak istiyorum ama bir türlü başaramıyorum. Yaşım kırk oldu. Çoluk çocuk sahibi oldum. İşim gücüm yerinde. Süratle öbür tarafa doğru yaklaşıyorum fakat nafile. Ne yapacağımı ve nasıl toparlanacağımı bilemez haldeyim.” dedi. Kendisine usulü dairesinde bazı hakikatleri söylemeye çalıştım ve Bediüzzaman Hazretlerinin “Küçük Sözler” kitabını hediye ettim. Bu kitapların beraberce okunduğu sohbet toplantılarına dâvet ettim. Her insanı içinde bulunduğu topluluğun olumlu tavır ve yaşantılarının etkilediğini söyledim. Dâvetimi kabul etti.
Bu hareket tarzım önemli bir metot idi. Zira, kime iman hakikatlerinden bahsetsek ve o hakikatlerin müzakere edildiği sohbetlere dâvet etsek kimse hayır demiyor, bilakis duacı oluyor. O zaman, şuurlu ve gayretli dâvâ adamlarına büyük iş düşüyor. İman ve Kur’an hizmetiyle meşgul olan böyle fedakâr insanlara her cihetle yardımcı olmak, elbette toplum üzerine bir borçtur.
Bu gerçeğin önemine dikkat çeken Bediüzzaman Hazretleri şöyle seslenir: “Evet, insanı dünyaya çağıran ve sevk eden esbap (sebepler) çoktur. Başta nefis ve hevası ve ihtiyaç ve havassı ve duyguları ve şeytanı ve dünyanın sûrî tatlılığı ve senin gibi kötü arkadaşları gibi çok dâileri (çağırıcıları) var. Halbuki, bâki olan âhirete ve uzun hayat- ı ebediyeye dâvet eden azdır. Eğer sende zerre miktar bu biçare millete karşı hamiyet varsa ve ulüvv-ü himmetten dem vurduğun yalan olmazsa, hayat-ı bâkiyeye dâvet eden azlara imdat etmek lâzım gelir. Yoksa, o az dâileri (âhirete çağıranları) susturup çoklara yardım etsen, şeytana arkadaş olursun.” (Lem’alar s. 174)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)