Örnek alınacak ve izinden gidilecek en güzel rehber ve önder olan Hazret-i Muhammed (asm) “Beni, Rabbim terbiye etti ve terbiyemi ne güzel yaptı.” buyurmakla, Âlemlerin Rabbi olan Cenab-ı Hakkın, kullarından razı olacağı tarzın ne olduğunu bizzat Sevgili Peygamberimizde (asm) göstermiş olduğunu anlıyoruz.
Sünnet-i Seniyeyi esas alarak, Hazret-i Muhammed’in hayat tarzını kendi hayatına bir program yapan her bir Müslüman, günlük meşru âdet ve hareketlerini ibadet hükmüne getirir. Böylece, hayatının her anını âhiret adına değerlendirir ve fâni ömrünü bir cihette ebedileştirir. Sünnet-i Seniyeyi terk eden hiç bir nur bulamadığı gibi, en büyük sermaye olan hayatını da boş yere ziyan eder ve ebedi hayatını da kaybetme ihtimali doğar. Hem dünya hem de âhiret noktasından hüsrana düşer.
“Şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin.” (Kalem Suresi ayet: 4) ferman eden Cenab-ı Hak, Peygamber Efendimizi övdüğü gibi, Hz. Ayşe (r.a.) ve bütün sahabeler onu tarif ettikleri zaman “Onun ahlâkı, Kur’an ahlâkıydı.” diye beyan ediyorlardı.
Sünnet-i Seniyeyi ihya ve canlandırmak ile vazifeli olan çağın müceddidi Bediüzzaman Hazretleri, Sünnet-i Seniyenin kaynaklarının onu sözleri, fiilleri ve halleri olmak üzere üç kısım olduğunu ve bu üç kaynağın da farzlar, nafileler ve güzel âdetleri olarak üç kısma ayrıldığını söyler ve şöyle ifade eder: “Farz ve vacip kısmında ittibaa (uymaya) mecburiyet var, terkinde azap ve ikab vardır. Herkes ona ittibaa (uymaya)mükelleftir. Nevâfil (nafileler) kısmında, emr-i istihbabi ile yine ehl-i iman mükelleftir fakat terkinde azap ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında (uyulmasında) azim sevaplar var. Ve tağyir ve tebdili( değiştirilmesi) bid’a ve dalâlettir (sapıklıktır) ve büyük hatadır. Âdât-ı Seniyesi (güzel âdetleri) ve harekât-ı müstahsenesi (beğenilen hareketleri) ise, hikmeten, maslahaten (fayda bakımından), hayat-ı şahsiye ve nev’iye ve içtimaiye itibâriyle onu taklit ve ittiba etmek gayet müstahsendir. Çünkü, her bir hareket-i âdiyesinde (basit gibi görünen hareketlerinde) çok menfaat-i hayatiye bulunduğu gibi, mutabaat etmekle (ona uymakla) o âdap ve âdetler ibadet hükmüne geçer.” (Lem’alar s. 64) şeklindeki tespitleri gerçekten çok önemlidir. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

