Yeryüzünde yaşayan bütün hayvanlara ve canlı türlerine hayatlarını devam ettirebilmek için, Cenab-ı Hak bir takım arzu ve isteklerle dolu bir nefis vermiştir. Ancak, onlarda bulunan bu nefis sınırlıdır ve ihtiyaçları kadardır.
Mahlukat içinde müstesna bir yere ve özelliğe sahip kılınan insanın duyguları ve arzuları ise sınırsızdır. İhtiyaçları hadsiz ve emelleri nihayetsiz olarak yaratılmıştır. İmtihanına vesile olması için duygu ve kuvvelerine yaratılıştan bir sınır konulmamıştır. Bundan dolayıdır ki, insanlık nev’inde hadsiz zulümler ve cinayetler işlenmekte, Arş-ı Âlâyı titretecek haksızlıklar irtikap edilmektedir.
Kâinatı âdetullah ve fıtri şeriat kanunları ile sevk ve idare eden Yüce Allah, insan nev’indeki haksızlıkları önlemek ve zulümlerin önünü kesmek için semâvi kitaplar göndermiş ve İlâhi kanunlar va’z etmiştir. Semâvi dinlerdeki emir ve yasaklar manzumesi, fertlerin ve toplumların hayatlarını nizam altına alarak, dünya ve âhiretteki saadetine vesile olmak içindir.
İslâm âlimleri, nice adaletsizliklere sebep olan insandaki nefsi yedi mertebeye taksim etmektedirler. Bunların ilk mertebesi nefs-i hayvani ve nefs-i emmâredir. Hiç eğitilmemiş ve terbiye edilmemiş haliyle nefsin bu mertebesi, insana her dediğini yaptıran ve her arzusuna boyun eğdiren, her türlü azgınlık ve sapkınlığa sevk eden bir yapıdır.
Hazret-i Yusuf (as) gibi bir peygamber bile Züleyha ile olan meselesinde “Muhakkak nefis, hep kötülüğü emreder. Rabbim korursa o başka.” demek durumunda kalmıştır. “Senin en zararlı düşmanın, iki göğsünün arasındadır.” hadis-i şerifi, nefsin insana yaptırdığı kötülüklere dikkat çekmek içindir. Aynı şekilde bir sefer dönüşü “Şimdi küçük cihaddan büyük cihada döndük.” hadisi de nefisle yapılan mücadelenin ne kadar zor olduğunu haber vermektedir.
Şeytanı her vakit dinleyen ve onun vesveselerine kulak veren nefis, sahibini dinlemek istemez ve umursamaz. Hayır ve iyilikler telkin edildiğinde dolambaçlı yollara sapar ve kulaklarını tıkar. Canı ne isterse, onu sahibine yaptırmaya çalışır. Nefsin bu halini Cenab-ı Hak şöyle tasvir eder: “Heves ve arzularını İlâh edinen kimseyi gördün mü? Onun bu halini bildiği için Allah onu saptırmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözünde de perde çekmiştir. Allah’dan sonra onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Hâlâ düşünmez misiniz?” ( Casiye Suresi. 23) (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
Views: 0