(Dünden devam)
Ülkemizde yaşayan insanların istediği gibi inanmak ve yaşamak ya da hiç bir dine inanmamak gibi hürriyetleri vardır. Bu hürriyet, din ve vicdan hürriyeti başlığı altında anayasanın teminatı altındadır. Ancak, inanmama hürriyetini serbest bırakıp inanç ve ibadet hürriyetini baskı altına almak, kelimenin tam anlamıyla çifte standarttır.
Bediüzzaman Hazretlerinin tespit etiği gibi, bir toplumda asayiş ve huzurun sağlanması için beş esas lâzımdır: “Hürmet, merhamet, emniyet, haram ve helâli bilip haramdan çekinmek ve serseriliği bırakıp itaat etmektir.” Bunlar ise, kişilerin kalbinde sağlam bir iman ve âhiret mesuliyeti olmasıyla mümkün olur. Din inancı bunları temin etmektedir. Dünyevî kanunlar, suç işlendikten sonra suçlunun yakasına yapışmaktadır. Suç işlenmeden önce önlemeye çare yok. Herkesin yanına bir polis de konulamaz. O zaman, kalplere manevi bir yasakçı konulmalıdır. İşte din, bunu temin etmektedir.
Bu kadar önemli olan din inancının kişilerin ve toplum hayatının üzerindeki etkileri bilindiği halde, dini yok saymak tamamen emniyet ve güven düşmanlığı yapmak demektir. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi, bu ehl-i dünya bütün kuvvetleriyle dünyaya çalıştıkları halde, dünyanın da işlerini dahi bilmiyorlar. Bilerek veya bilmeyerek din ve dindarlar ile uğraşılıyorsa, bu mücadele inançsızlık hesabına geçer. Bu ise, aklı başında olan hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği bir durumdur.
Bu itibarla, er ya da geç din inancının önemi yetkili makamlar tarafından muhakkak anlaşılacak ve bu ülkede gerçek anlamda bir güven ve huzur ortamı sağlanacaktır. Buna olan inancımız tamdır.
(Not: Bütün okuyucularımızın ve gönül dostlarımızın Kurban Bayramlarını tebrik eder, ülkemize, İslâm âlemine ve insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ederim.)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)