Hayat

MUSİBETLERİN ÇEŞİTLİLİĞİ

Yaşadığımız hayatın sosyal çalkantıları içindeki musibetler, sıkıntılar, zahmet ve meşakkatler, kendiliğinden oluşmuş şeyler olmadığı gayet açıktır. Cenab-ı Hakkın ihsan ettiği sayısız nimetlerine, bolluk zamanlarında şükür ve hamd ile karşılık vermeyen kitleleri, Allah zalimlerin eliyle darlık ve sıkıntıya atar. Çünkü “Zalim, Allah’ın kılıcıdır. Onunla intikamını alır. Sonra döner, zalimden de intikam alır.”

Başa gelen musibetler ve hoşa gitmeyen olaylar tesadüfî değildir.Geçmişte işlenmiş hataların cezası onunla verildiği gibi, mümin için gelecekte verilecek olan mükâfat ve günahların kefareti de onun içinde saklıdır. İmtihan ve manevi terakki vesilesi olması ise, başlı başına ayrı bir nimettir.

Musibetlerin içinde en zora gideni, düşmanların attığı taşlar değil, dostların attığı çiçeklerdir. Büyük evliyalardan Hallâc-ı Mansur “Enel Hak”dediği için halk tarafından taşlanırken “Beni halkın attığı taşlar değil, benim demek istediğimi bildiği halde, şu evliyanın attığı taş yaraladı.”demiştir.

Hayatı boyunca çeşitli eziyet ve işkencelere muhatap olan Bediüzzaman Hazretleri, bütün bu musibetler karşısında “Musibetlerin tenevüü (çeşitliliği), musikinin nağmeleri gibi kulağıma geliyordu.”demesi, ne kadar ibret vericidir! İnsan haklı olduğuna vicdanen inanıyorsa, her türlü musibetlere bu nazarla bakmalıdır. Bu ise, yüksek bir iman hâlidir.

asyanur.info

Reklam

Yorum Yap