Her hangi bir iş ve hizmette muvaffak olmanın en birinci şartı, Cenab-ı Hakkın kâinata koyduğu fıtrat kanunlarına uymak, aynı zamanda inayet ve rahmet-i İlâhiyi celb edecek bir hal içinde bulunmaktır.
Allah insanların dış görünüşlerine değil, ancak kalplerine ve samimiyetlerine bakar. Manevî hizmetlerde bu samimiyet ve ihlâs, maddi sebeplere riayetten daha önemlidir. Bu bakımdan maddi sebeplere sarılmakta ihmal ve tembellik yapmamakla birlikte, kalbimizi ve ihlâsımızı muhafaza etmek hususunda âzamî hassasiyet göstermek zarureti vardır.
Rahmet-i İlâhiyi celb ve cezbetmenin em önemli faktörlerinden biri de, âzamî takva hudutları içinde kalmaya çalışmak ve günahlardan kaçınmada ziyadesiyle dikkatli olmaktır.
Bahsi geçen esaslara uymakta hassas olduğumuz zamanlarda yapılan ve netice alınan hizmetleri bu gün nostaljik duygularla hatırlayanlar ve o günleri arayanlar, gerek fert, gerek cemaat açısından bir muhasebe etseler, manevî âlemlerinde çok şeylerin kaybedildiğini göreceklerdir.
Özellikle seksen sonrası millete hükmeden idareler tarafından takip edilen politikalar, hususan her şeyi ekonomik gözle değerlendiren insan modelini meydana getirme gayretleri, top yekûn milletin manevî ve moral değerlerini altüst etmiş, geçim derdi ve çok para kazanma hırsını tahrik ederek, insanların nazarlarını bilerek dünyaya yöneltmişlerdir. Böylece, sabah akşam dünyayı kazanma arzusuyla yanıp tutuşan kişilerin âleminde, âhirete hazırlık ikinci üçüncü planda kalmıştır.
Mesnevi-i Nuriye adındaki eserinin 116. sayfasında bakın Bediüzzaman ne diyor: “Küre-i arzı bir köy şekline sokan şu medeniyet-i sefihe ile gaflet perdesi pek kalınlaşmıştır. Tadili büyük bir himmete muhtaçtır. Ve keza, beşeriyet ruhundan dünyaya nazır pek çok menfezler açmıştır. Bunun kapatılması, ancak Allah’ın lütfuna mazhar olanlara müyesser olur.”
Cenab-ı Haktan niyaz ediyoruz ki, bizleri gaflet perdelerinde kurtarsın ve âhirete gideceğimizi unutmadan hayatımızı sürdürmeyi nasip etsin, inşaallah.
asyanur.info samicebeci.net