Semavat âleminin güzel yüzünü ışıl ışıl parlayan yıldızlar, güneşler ve aylar ile süsleyen İlâhi Kudret; zemin yüzünü de rengârenk çiçekler, nebat ve ağaçlar ile zinetlendirmiştir. Özellikle bahar ve yaz mevsimleri, her şeyi ince bir sanat ve lâtif bir intizam ve hassas bir ölçü ile yaratan Celâl Sahibi Sanatkâr’ın, insanı ibret ve hayret içinde bırakan harika sanat eserlerinin resmigeçit yaptığı zamanlardır.
Kendi misilsiz cemal ve kemalini, yarattığı sanatlı varlıklar aynasında bizzat görmek ve şuurlu mahlukatına göstermek isteyen ve onlarla Kendini tanıttırmak ve sevdirmek isteyen Yüce Kudret; mucizevî olarak yarattığı her bir sanat üzerine, taklidi mümkün olmayan Kendine has bir imza ve emsali yapılamaz birer mühür koymuştur.
Bundan dolayıdır ki, teknolojinin zirveye çıktığı bu çağda bile, basit gibi görünen bir çiçeğin veya bir çekirdeğin aynısı ve canlısı yapılamamakta ve bundan sonra da yapılamayacaktır. İnsanoğlu, Allah’ın eserleri karşısında her zaman ve zeminde âcizliğini hissetmeye devam edecektir. On dört asır evvel nazil olan ve emsalinin yapılamayacağını ilân ederek bütün insanlığa meydan okuyan Kur’an-ı Kerim’in, şimdiye kadar bir benzeri yapılamadığı gibi; yaratılmış büyük bir Kur’an olan kâinat kitabının bir harfi mesabesindeki bir meyvenin veya bir noktası hükmündeki bir çekirdeğin de mislini yapmak, insanlık için imkânsızdır.
Ayet-i kerimeye göre “Semavat ve arzı yaratan Cenab-ı Hak hakkında şek ve şüphe olmamalı.”denildiği halde, nice insanlar Onun varlığını anlayıp kabul etmede zorlanmakta, hatta bir kısmı inkâra bile cüret etmektedir. İman hakikatlerinin genişliği ve büyüklüğünü dar akıllarına sığdıramadıkları için, inkâr bataklığına yuvarlanan insanların hali ne kadar acı ve acıklıdır! Zira imandan mahrumiyetle hem âhiretlerini hem de dünyevi saadetlerini kendi tercihleriyle mahvetmiş ve manevi bir cehenneme dönüştürmüşlerdir. Çünkü inkâr tohumu, içinde manevi bir cehennemin zakkum ağacını saklar. İman ise, öyle bir çekirdektir ki, o da içinde manevi bir cennetin Tuba Ağacını gizler. Maddeten cisimleşse, sahibine hususi bir cennet olur.
İşte, sosyal hayatın bütün katmanları, böyle iki kısım insanları bünyesinde barındırır. Müminler ve münkirler, hepsi de âhiret âlemlerine doğru akıp giderler.
asyanur.info