(Dünden devam)Risale-i Nur tefsirlerinin telifi üzerinden yaklaşık bir asırlık bir zaman geçti. Nur Risaleleri dünyanın bütün kıt’alarında ve ekser devletlerinde okunur hale geldi. Onun adına ulusal kongreler ve uluslar arası sempozyumlar düzenlendi. Kur’an ve Sünnet-i Seniye referanslı fikirleri adına dünyanın değişik üniversitelerinde tezler hazırlandı ve kürsüler kuruldu. Bediüzzaman Hazretlerini ve eserlerini yok sayan yayın organları, onun adına dizi yazılar yayınlamak zorunda kaldı. Bu bir başlangıçtı. İstikbalde kim bilir daha ne gibi müspet faaliyetler yapılacaktı. Çünkü, bu iman ve Kur’an dâvâsı inayet ve Allah’ın özel koruması altındaydı.
Bir yaz tatili başında, Barla yeni Asya sosyal tesislerinde idik. Ege bölgesinin değişik üniversitelerinde okuyan yetmiş kadar öğrenci ile birlikte olduk. Genç Saidler kervanının bu bahtiyar mensupları, nurlu simaları ve kararlı bakışlarıyla adeta geleceği kucaklıyorlardı. Onlar, bu ülkenin hakiki vatanperver sahipleriydi. Din ilimleri ile fen ilimlerini birlikte öğreniyorlardı. Bediüzzman’ın iman ve Kur’an dâvâsına yürekten inanmış iman fedaileriydi.
Bu genç kardeşlerimizle, Risale-i Nur hareketinin muhtevası ve diğer gruplarla faklı olan taraflarımızı müzakere ettik. İslâm dinine samimi olarak hizmet eden bütün cemaatlerle maksatta ittifak halindeydik. Metot farklılıkları normal bir durumdu. Mensubu olduğumuz ekol bir kimlikti. Ve Nur hareketinin ana gövdesini teşkil ediyordu. Zira, bütün gruplarımız oradan dal budak vermişti. Üç devre-i hayatıyla Bediüzzaman’ı bir bütün olarak kabul ediyorduk. Meslek ve meşrebimizin temel ölçüleri, bağlı olduğumuz şaşmaz pusulamız idi. Hizmet Rehberi ile Beyanat ve Tenvirler eserleri bu hususta başucu kitabımızdı.
Meşveret sisteminin işletilmesi ve hizmet komisyonları ile mesaileri tanzim etmek en önemli özelliklerimizdi. Nur Risalelerindeki doğru fikirleri devlet ve milletle paylaşmak için yayıncılık hizmetlerine ağırlık vermemiz bundandı. Sosyal faaliyetlerle geniş kitlelere hitap etmemiz de önemli bir farkımız idi. Risale-i Nurun içtimai ölçülerini doğru yorumlayıp tatbik etmemiz de diğer bir farklı tarafımızdı. Geç Saidler kervanının Egeli mensupları, bahsi geçen hakikatleri zaten özümsemiş talihli gençlerdi. Bu minval üzere devam eden sohbetlerle saatler su gibi akıp gitti.
Aynı akşam, Ispartalı gönül dostlarımızla da sohbet etme imkânı bulduk. Onlar için en önemli işlerden biri de, geniş ve müstakil bir hizmet merkezine sahip olmaktı. Çünkü, Barla’ya gelen herkes Isparta’yı da görmek istiyordu. Hatta kalabalıklar halinde kalmak da icap ediyordu. Bunun gerçekleşmesi için onlara dualar ettik.
Program sonrası, Isparta’dan ayrılıp altı saat süren yolculuk bittiğinde, Ankara otobüs terminalinde sabah namazı ezanı okunuyordu. Günü birlik gittiğimiz bir program işte böyle noktalanmıştı.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)
