Cahiliye dönemini kapatarak geldiği zamanı bir saadet asrına çeviren İslâm dini, müşrik bir toplumdan, muvahhit bir Sahabeler topluluğu meydana getirdi. O sahabeler ki, Sevgili Peygamberimize (asm) “Anam babam sana feda olsun, ya Resülullah!” diyerek, iman ve İslâm yolunda her şeylerini feda ederek, hatta yerlerini ve yurtlarını bile bu uğurda terk ederek cihana meydan okudular, her türlü meşakkat ve sıkıntılara katlandılar. Fakat, sonunda İslâm dinini geniş bir dünya coğrafyasında hâkim kılmaya muvaffak oldular.
Külli fazilette en büyük evliyaların bile ulaşamayacakları büyük bir makam sahip olan o büyük insanların, şahsi fazilet ve keramet gibi şeyleri düşünmeye bile vakitleri yoktu. Onların bütün hedefi, Allah’ın rızası dairesinde iman ve İslâm hakikatlerine hizmet etmek ve cemiyet fertlerinin birer birer imanlarını kurtarmaktı. Bu,fertten topluma geçen bir ıslahat hareketiydi. Herkes bir adamın imanını kurtarmayı, kâinatın en büyük bir hadisesi olarak görüyordu. Çünkü, Allah Resulünden (asm) “Bir adamın hidayetine vesile olmak, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha hayırlıdır.” müjdesini almışlardı. Bu yüzden yapılan iman hizmeti sayesinde nice müşrikler kurtuldu ve sahabelerin safına katıldı. Onlara ne mutlu!
Aradan on dört asır geçti ve âhirzamana gelindi. Fen ve felsefeden gelen dehşetli bir dalâlet cereyanıyla kalpler yaralandı ve imanlar zedelendi. Genel bir inanç kültürü ve taklit mertebesindeki imanlar, Allah’ın emir ve yasaklarını yaşamaya kâfi gelmemeye başladı. Kırk kişiden bir kaç kişinin kabre kazanarak gittiği, diğerlerinin ise kaybederek âhirete göçtüğü bir döneme girildi. (Devamı yarın)
Not: (Bütün gönül dostlarımızın mübarek Miraç Gecesini tebrik eder, İslâm âlemine ve dünyaya hayırlara vesile olmasını dilerim.)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)