(Dünden devam)
04 temmuz 2010 tarihi olarak planladığımız Bediüzzaman Mevlidi için gittiğimiz, Van hava alanından bizi alan Naci ve arkadaşlarıyla hizmet merkezimize giderken, geçtiğimiz yollardaki bilboardlarda hep mevlit ilanları vardı. Her yere afişlerle Bediüzzaman damgası vurulmuştu.
Hizmet merkezine ulaştığımızda, başta Mehmet Kutlular Ağabey olmak üzere, iki eksiğiyle bütün yönetim kurulu üyelerimiz oradaydı. Mevcut dostlarımızla kucaklaşarak acele abdest alıp, Yukarı Nurşin Camiine geçtik. Bir önceki sene gelen misafirlerden iki kat daha fazla gelen bir kalabalık vardı. Türkiye’nin her tarafından gelen Nur kahramanlarıyla Doğu-Batı bir araya gelmiş ve mevlit potasında erimişti. Doğulusu- Batılısı, Kuzeylisi Güneylisi, Türk’ü Kürd’ü, Çerkezi ve Gürcüsüyle farklı etnik kökenden olan Nur Talebeleri, din kardeşliği ve dâvâ arkadaşlığı sevgisiyle kucaklaşıyor ve gökler âlemindeki melekleri gıpta ile bakmaya sevk ediyorlardı. Devlet adamlarının bu tablodan alacağı çok dersler vardır.
Cami girişine asılan Yeni Asya Van Temsilciliğinin “Hoş Geldiniz.” afişi, ayrı bir güzelliğe vesile olmuştu. Temsilcimiz Ahmet Yaprak ve ekibinin hazırladığı program, mevlithanların seçimindeki isabet ve caminin değerli hocasının anlamlı duası, mevlide ruhanî bir atmosferin hâkim olmasını sağladı. Bediüzzaman coşkusu hem camide hem de dışarıda tam mânâsıyla gerçekleşmişti.
Mevlit sonrası yapılan görüşmelerden sonra acele Ankara’ya dönmem gerekiyordu. öğretmen kardeşlerimizden Tahsin bey bize yardımcı oldu. Hava alanına giderken Tahsin kardeş “Senin yolculuk esnasında tanıştığın insanlarla yaptığın sohbetleri merakla Yeni Asya’dan takip ediyoruz. Eskiden biz de öyle yapardık. Şimdi her nedense biraz gevşedik.” dedi. Van iline gelirken uçakta tanıştığımız İsrafil adındaki gençle yaptığımız konuşmalarımızı aktardım ve “Niyet hâlis olup hizmet etmek gaye olursa, Allah münasip kişileri yanımıza oturtuyor, biz de değerlendirmeye çalışıyoruz.” dedim ve vedalaşarak ayrıldık.
Bu sefer uçakta, sol tarafımda otuz yaşlarında bir arkadaş ve sağ yanımda da liseli bir genç vardı. Her ikisiyle de tanıştık. Liseli genç “Rüyamda kıyametin koptuğunu gördüm. O dehşet içinde ‘Hayatımın bundan sonrasını namaz kılarak geçirmeliyim.’ diye düşünmüştüm. İnşaallah bu sohbetimiz bir vesile oldu. Hemen namaza başlayacağım.” dedi. Sol tarafımdaki tekstil işi yapan İzmirli arkadaş “Önceleri namaz kılıyordum, sonra bıraktım. Ama vicdan azabı çekiyorum. Gerçi başka kötü alışkanlıklarım yok. Zaten, tekrar namaza başlamaya niyetim vardı. Senin buraya oturman da tesadüf olamaz. Allah razı olsun.” dedi. Her ikisine de Küçük Sözler kitabını hediye ettim.
Günü birlik gittiğimiz Van’daki Bediüzzaman Mevlidi, değişik hizmetlere vesile olduğu için, Allah’a nihayetsiz şükrettim. İşte hizmet etmek niyeti, böyle güzelliklere mazhar olmak hakikatini içinde barındırıyordu ve hiç orijinalliğini kaybetmeyecek olan bir hizmet tarzımız idi.
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)