Hazret-i Muhammed (asm) fıtraten en yüksek bir ahlâk üzerinde yaratılmıştı. İfrat ve tefritten uzak durur, daima orta yolu tercih ederdi. İnsanlık için en büyük bir rehber olarak tayin edilmişti.
Onun bu özelliği bilindiğinden, bir kısım uygulamaları şöyle tespit edilmiştir: “Çok konuşmazdı. Boş şeylerle uğraşmazdı. Daima düşünceliydi. Kimseyle çekişmezdi. Her zaman ağırbaşlıydı. Dünya işleri için kızmazdı. Kimsenin şahsî kusurlarını araştırmazdı. Affediciliği tabii idi ve intikam almazdı. Hoşlanmadığı bir şey için susardı. Yemek seçmez, önüne ne konulsa yerdi. Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi. Sade kıyafet giyer, gösterişten hoşlanmazdı. Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz ve bağırmazdı. Kimse hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi. Kelimeleri parıldayan inci gibi tatlı ve parlaktı. Yanında en son konuşanı, ilk konuşan gibi dikkatle dinlerdi. Fakirler ile beraber yerdi. Öyle ki, onlardan ayırt edilmezdi. Sıradan bir insan değildi ama sıradan insanlar gibi yaşardı. Hiç kimseyi ne yüzüne karşı ve ne de arkasından kınamaz ve ayıplamazdı. Bir toplulukta bulunduğu zaman bir şeye gülerlerse, O da güler, bir şeye hayret ederlerse, O da onlara uyarak hayret ederdi. Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrı bir yere oturmazdı. Yürürken beraberindekilerin arkasından yürür, ayaklarını canlıca kaldırır, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir, vakar ve sükûnetle rahatça yürürdü. Sabahları evden çıkarken şöyle dua ederdi: Allah’ım! Yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık edilmekten Sana sığınırım.”
İnsanlar âdâb-ı muaşereti, yani görgü kurallarını ondan öğrendi. Terbiye-i Muhammediye (asm) yerine, terbiye-i medeniyeyi tercih edenlerin kulakları çınlasın! Onun getirdiği edebin dışında edep olur mu? İşte, Batı toplumlarında verilen terbiyenin getirdiği sonuçlar ortada. Pek çok ülkede ahlâk sıfırın altına düşmüş. Aile mefhumu kalmamış ve namus meselesi yerlerde sürünüyor.
Sünnet-i Seniyeyi ihya hareketi olan Risale-i Nurlar, ahlâk-ı Ahmediyeyi (asm) ve terbiye-i Muhammediyeyi (asm) kazandırıyor. Hayata anlam ve istikamet getiriyor. Sosyal hayatın temel taşları olan hürmet, merhamet, emniyet, haram ve helâli bilip haramdan çekinmek ve serseriliği bırakıp itaat etmek prensiplerini tesis ediyor. Allah rızası ve âhiret sevabı şuurunu veriyor.
Ne mutlu terbiye-i Muhammediye’den (asm) hissesi ziyade olanlara!
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)
Views: 0