Risale-i Nur hareketinin başladığı 1920 yıllarından bu güne geçen bir asırlık zaman içinde, baş döndürücü olaylar yaşanarak geliniyor.

İslâm ve insanlık tarihinde, hak ve hakikat tarafında bulunan peygamberler, sonra onların takipçileri çok büyük imtihanlardan geçtiler. Bazı peygamberlerin ümmetleri demir taraklarla tarandı. Bir kısım ümmetler de, içi ateşle dolu hendeklere atıldı ve yakıldı ama onlar hiç bir zaman inancından ve dâvâsından asla vazgeçmedi. Bazı peygamberler de ümmetleri tarafından öldürüldü. Hazret-i Cercis Aleyhisselâmın derisi defalarca yüzülerek işkence edildi.

Sahabe-i Kirama bakıldığı zaman, onların da çok çileler çektiği fakat yılmadıkları görülecektir. “Anam babam sana feda olsun Ya Resülullah!” diyen o kahraman insanlar, Hazret-i Peygamber (asm), İslâm ve Kur’an yolunda candan ve cihandan geçtiler ve bu uğurda niceleri hayatlarını feda ettiler.

Âhirzamanda aynı hidayet yolunu takip eden Bediüzzaman ve talebeleri de bin bir çile, zahmet ve meşakkatle karşılaştılar. Yakıcı çorbadan ağızları yandığı halde dâvâlarında geri dönmediler, çekilmediler, kaçmadılar. Bediüzzaman onlara “Tarihte, Risale-i Nur Talebeleri kadar az zahmetle çok hizmet edenler pek görülmüyor.” diyerek teselli etti. “Biz öyle bir hakikate hayatımızı vakfetmişiz ki, güneşten daha parlak, cennet gibi güzel ve saadet-i ebediye gibi şirindir.” diyerek onları cesaretlendirdi. Çeşitli zamanlarda bu hizmet adamlarının arasına fitneler sokularak tesanütleri bozulmak istendiyse de, Bediüzzaman muhtelif tedbirlerle o fitneleri bertaraf edip, cemaatin ittifak ve ittihadını muhafaza etti. Bu durum, o günlerin şartlarında harika bir başarıydı ve Allah’ın bir ihsanıydı.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)