Müslümanlar arasında ikilik çıkaran ve oyuncak gibi onlarla oynayan ehl-i dalâletin, ehl-i hakka galip olmaları kuvvetlerinden, iktidarlarından ve nokta-i istinad bulmalarından kaynaklanmıyor. Bediüzzaman Hazretlerinin tespit ettiği bir takım silahlarından ileri geliyor:

“Ben kendim mükerreren müşahede etmişim ki, yüzde on ehl-i fesat, yüzde doksan  ehl-i salâhı mağlup ediyordu. Hayret ve merak ettim. Tetkik ederek kat’iyen anladım ki, o galebe kuvvetten kudretten gelmiyor, belki fesattan ve alçaklıktan ve tahripten ve ehl-i hakkın ihtilâfından istifade etmesinden ve içlerine ihtilâf atmaktan ve zayıf damarları tutmaktan ve aşılamaktan ve hissiyat-ı nefsaniyeyi ve ağraz-ı şahsiyeyi tahrik etmekten ve insanın mahiyetinde muzır madenler hükmünde bulunan fena istidatları işlettirmekten ve şan ve şeref namıyla riyakârâne nefsin firavniyetini okşamaktan ve vicdansızcasına tahribatlarından herkes korkmasından geliyor ve o misüllü şeytanî desiseler vasıtasıyla muvakkaten ehl-i hakka galebe ederler.” (Lem’alar s.236)

Şu tespitler ne kadar enterasan! Ehl-i hakkı mağlup etmek için fazla bir hareket etmeye gerek kalmadan, içlerine fitne atıp ve ihtilâfa düşürüp, hissiyatını tahrik eden karanlık güç merkezleri, daha sonra Müslümanların birbiriyle boğuşmalarını seyretmek ve körüklemekle yetiniyor. İslâm dünyasının içler acısı hâli, bahsini ettiğimiz gerçeğin şahitleriyle dolu olduğu görülüyor.

Aynı düşünceleri paylaştığı halde, bir kısım şahısları ve grupları birbirine düşürmeye muvaffak olan karanlık güç merkezlerinin galip gelmesi geçicidir. Âkıbet, er veya geç mutlaka müminlerindir, inşaallah.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Views: 0