(Dünden devam)

Diğer gezegenlerle birlikte güneş ile bitişik halde olan dünyamız, İlâhi Kudret tarafından güneşten koparılıp şimdiki yörüngesine yerleştirildiği zaman, dışı da içindeki magma tabakası gibi ateşten bir top halindeydi. Hiç bir canlının yaşamasına elverişli değildi. Gökler âleminden evvel ona acele kabuk bağlatarak dağları ve denizleri, ağaçları ve bitkileri yaratan Allah, onu canlıların yaşamasına müsait hale getirdi.

İki yüz binden fazla olan canlı türlerinin her bir ferdine ve her bir türüne hususi bir vücut vererek, nihayetsiz bir hikmet ve kudret sahibi olduğunu gösterdi. Bahsi geçen türlerin varlığı, ezel tarafına uzayıp gidemez. Çünkü, dünyanın ilk hali buna müsaade etmez. Öyle ise, bu türlerin ilk yaratılanları doğrudan doğruya  vasıtasız Allah tarafından yaratıldığı açık bir gerçektir. İki türden meydana gelen ara türler, tenasül yoluyla neslini devam ettiremez. Meselâ; kurt ile köpeğin birleşmesinden yaratılan kurt köpeğinin, beş doğum sonra tekrar kurt ve köpek şeklinde ayrışması gibi. Ya da at ile merkebin birleşmesinden doğan katır cinsinin, kendi neslini devam ettiremediği gibi. Darvin denilen adamın beyaz tavşan ile siyah tavşanı birleştirmesinden alaca renk bir tavşan doğması, evrim teorisine delil olamaz. Çünkü, yeni bir tür değil, yine tavşan doğmuştur.

Bu hakikate binaen, yirmi üç çift kromozoma sahip olan insana benziyor diye, farklı kromozomlara sahip olan maymun türü insanın atası olamaz. Zaten, ara geçiş fosilleri bulamadıklarını, kendilerine bilim adamı diyenler de itiraf ediyorlar. Anne karnında bir damla nutfe suyundan kan pıhtısına, oradan bir çiğnem ete, oradan da et ve kemik şeklinde insan suretine geçişteki tekâmülü, evrim teorisi denilen saçmalıkla karıştırmamak lâzımdır. Bu yaratılış mucizesinde Allah’a iman, evrim teorisinde ise, tesadüfe dayalı inkârcılık vardır.

Özetle, insanların ilk babası ve anası Hz. Âdem ile Hz. Havva’dır. Vasıtasız olarak doğrudan İlâhi Kudret tarafından cennette yaratılmışlardır. İnsan türü de onlardan çoğaltılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in ve diğer kutsal kitapların öğrettiği de budur. Bizler de, hem semavi dinlerin hem de aklın ve ilmin gereği olarak bu hakikate inanırız.

Evet, Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi “Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değildir. Çok şeyler var ki, yaşasın cehennem dedirtir.” İnanan mümin insanları cennet, inanmayan kâfirleri de cehennem beklemektedir. Tercih ise, her insanın kendi iradesine aittir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 61