Şefkat ve merhamet meselesine muhtelif eserlerinde engin açıklamalar getiren Bediüzzaman Hazretleri, Mektubat kitabında şu tespitleri yapar: “Evet, şefkat bütün envâıyla lâtif ve nezihtir. Aşk ve muhabbet ise, çok envâına tenezzül edilmiyor. Hem şefkat pek geniştir. Bir zat, şefkat ettiği evlâdı münasebetiyle bütün yavrulara, hatta zîruhlara şefkatini ihâta eder ve Rahim isminin ihâtasına bir nevi ayinedarlık gösterir. Halbuki aşk, mahbubuna hasr-ı nazar edip, her şeyi mahbubuna fedâ eder, yahut mahbubunu ilâ ve senâ etmek için, başkalarını tenzil ve mânen zemmeder ve hürmetlerini kırar.” (Mektubat s. 35)

Cenab-ı Hak, “Rahmet ve şefkatimin birini dünyaya, doksan dokuzunu âhirete bıraktım.” buyuruyor. Bundan dolayıdır ki, Rahman ismiyle yarattığı bütün mahlukata rahmet etmekte, Kendisine isyan eden insanlar da dahil bütün canlıların rızkını vermektedir. Ancak, Rahim ismiyle âhirette sadece müminlere merhamet edecek, âsilere ve dinsizlere hak ettikleri şekilde muamele edecektir.

Geçmiş asırlarda isyankâr ve zalim kavimlere verdiği cezalarla varlığını haber veren Allah, asıl ve tam adaletini ise Mahşer Günü gerçekleştirecektir. Hadis-i şerife göre, boynuzsuz koyunun bile hakkının, boynuzlu koyundan alınıncaya kadar  inceden inceye gerçekleşen haklaşma, insanlar arasında tamamen tahakkuk edecektir.

Kalbinde zerre kadar şefkat ve merhamet duygusu kalmamış zalimlerin yaptıkları zulümler de hiç bir zaman yanlarına kâr kalmayacak, insanların ortak vicdanında mahkûm oldukları gibi, âhirette ise ebediyen belâlarını bulacaklardır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)