Dünyanın en güzel ülkelerinde biri olan Türkiye, ırmak ve nehirler bakımından oldukça zengindir. En uzun nehrimiz 1355 km. uzunluğuyla Kızılırmak’tır. Sivas ili yakınlarından doğar, bir çok kolları onda birleşir ve Karadeniz’e dökülür.

Suyu en bol olan Fırat nehri 2800 km. uzunluğunda ve 971 km. kısmı ülkemizde olup Irak’ta Basra Körfezine dökülür. Dicle nehri 1900 km. uzunluğunda  ve 523 km. bölümü ülkemizdedir. Irak’ta Fırat nehriyle birleşerek Şattül Arap adını alır. Tarih boyunca insanların yaşadığı bilinen Mezopotamya topraklarına her iki nehir hayat kaynağı olurlar. Her iki nehir, ülkemiz topraklarında üzerlerine yapılan barajlarla GAP bölgesinin canlanmasına vesile olmuştur. Seyhan ve Ceyhan gibi daha yüzlerce çayları, ırmakları ve nehirleriyle ülkemiz, âdetâ bir dünya cennetini andırmaktadır.

Dünyanın bütün ülkelerinde muhtelif isimlerde nehirler vardır. Ve o ülkelere hayat ve bereket katmaktadırlar. Güney Amerika’nın suyu en bol nehri Amazon’dur. Su miktarı bakımından dünyada birincidir. Bir kıyıdan diğer kıyıya mesafesi bazen on kilometreyi bulmaktadır. Amazon nehri, 6275 km. uzunluğuyla And Dağlarından doğar ve Meksika Körfezi Deltasında Atlas Okyanusuna karışır.

Kuzey Amerika’daki Missisipi Nehri, 6415 km. uzunluğuyla en uzun nehirler arasındadır. Sulama amaçlı kullanımıyla binlerce hektarlık alanlara bereket vesilesi olurken, hem elektrik, hem de nehir taşımacılığında kullanılır.

Dünyanın en uzun nehri ise, Afrika kıt’asının can damarı hükmündeki Nil Nehridir. 6650 km. uzunluğuyla bir çok ülkeden geçerek, Dimyat ve İskenderiye’den Akdeniz’e dökülür. Sulama, elektrik ve taşımacılıkta istifade edilir. Nil, Dicle, Fırat ve Ceyhan nehirleri için “Bu dört nehir cennetten geliyorlar. Her an cennetten bir damla damladığı için bereketleniyor ve tükenmiyorlar.” diye hadiste haber verilmiş. Bu dört nehir belki birer semboldür. Çünkü, ekser nehirler dahi öyledir. Zira, tarih boyunca aktıkları halde suları tükenmiyor.

Bediüzzaman Hazretleri, Nil nehrini örnek göstermiş: “Mısır’ın kumistanını bir cennete çeviren Nil-i Mübarek, cenup tarafından, Cebel-i Kamer denilen bir dağdan mütemadiyen küçük bir deniz gibi tükenmeden akıyor. Altı aydaki sarfiyatı dağ şeklinde toplansa ve buzlansa, o dağdan daha büyük olur. Halbuki, o dağdan ona ayrılan yer ve mahzen, altı kısmından bir kısmı olmaz. Varidatı ise, o mıntıka-i harrede (sıcak bölgede) pek az gelen ve susamış toprak çabuk yuttuğu için mahzene az giden yağmur, elbette o muvazene-i vasiayı muhafaza edemediğinden o Nil-i Mübarek, âdet-i arziye fevkinde ‘Bir gaybi cenneten çıkıyor.’ rivayeti gayet mânidar ve güzel bir hakikati ifade ediyor.” (Sözler s. 184)

Evet, nehirler, ırmaklar ve çaylar dahi en büyük nimetlerdendir ve Yüce Kudretin sahibi olan Allah’ın varlık ve birliğine en parlak şahitlerdendir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)