Her şeyi hikmetle ve nihayetsiz gaye ve maksatlarla yaratan Cenab-ı Hak, mahlukatın en şereflisi olarak halk ettiği insanın mahiyetine “ENE” diye isimlendirilen bir benlik ve hürriyet vermiştir.
Kâinatın Sahibi olan Allah’ı tanımak ve her şeyi kuşatmış durumda bulunan isim ve sıfatlarını anlamak maksadıyla, bir ölçü birimi vazifesiyle verilen insandaki benlik; veriliş gayesine zıt bir mahiyet alırsa, Cenab-ı Hakkı tanımak yerine, onunla Firavun gibi rekabete girerek inkâr bataklığına yuvarlanır. Harici bir vücudu olmayıp, vehmi ve hayali bir mahiyete sahip olan enenin, kendisine hakiki bir mevcut nazarıyla bakıp, Vacib-ül Vücut olan yaratıcısına karşı inkâr ve isyanını ilan etmesi, ne kadar cahilce ve ahmakça bir cehalettir!
Bediüzzaman Hazretlerinin beyan ettiği gibi, insana verilen benlik, kendisine takılan manevi anahtarlar ve ölçüler ile nihayetsiz mutlak ve muhit olan yaratıcısının sıfatlarını tanımakla mükelleftir. Yani, cüz’i ilmiyle Yaratıcısının külli ilmini, cüz’i kuvvetiyle Onun her şeye gücü yeten külli kudretini anlamaktır. “Nasıl ben bu evi yaptım, yapmasını biliyorum ve idare ediyorum. Öyle de, bu kâinatı büyüklüğü nispetinde yaratan, tasarruf ve idare eden bir Mâliki vardır.” bilmektir. “Bana hayatı, görmeyi, işitmeyi ve konuşmayı verenin; elbette Kendine lâyık bir tazda hayatı, görmesi, işitmesi ve konuşması vardır.” diye idrak etmektir.
Ancak, mahiyetini ve vazifesini bu şekilde bilmeyen anlamayan insan, kendini kendine mâlik zannedecek ve her şeyi Cenab-ı Hakkın tasarrufundan hariç kabul edip, onları da kendine mâlik vehmedecektir. Halbuki, yemek, içmek gibi en zahir fiillerinin yüzde birine hakiki olarak mâlik olmayan bir insanın, kendine mâlik olma iddiası ne kadar çürük ve temelsiz bir iddiadır! (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)