(Dünden devam)

Yüce Allah’ın kudret sıfatını en lâtif, en has bir nur ve bütün nurların nuru olarak tanımlayan Bediüzzaman Hazretleri; nûraniyet, şeffâfiyet, muvazene, mukabele, intizam ve itaat sırları gibi bazı sırları izah ederek, Yüce Allah’ın kudretine nispeten az-çok, büyük-küçük, çiçek-bahar hiç fark etmediğini, hepsi de aynı derecede o kudrete kolay geldiğini ispat etmiştir.

Evet, nûraniyet özelliğiyle güneş, bir cam parçasına ne kadar kolayca ısı, ışık ve görüntüsünü yansıtıyorsa, aynı kolaylıkla bütün şeffaf şeylere, deniz ve nehirlere ve gezegenlere de ışığını yansıtır. Yüce Allah’ın kudreti nûrani olduğu için bir çiçeği yaratma kolaylığında baharı da yaratır. Keza; intizam sırrıyla bir taksi ne kadar kolaylıkla çalıştırılıyorsa, en büyük gemiler ve uçaklar da kolayca hareket ettirilebilir. Çünkü, bu araçlardaki bütün sistemler kontak anahtarına bağlıdır. Kolaylığın sebebi intizam altında olmalarıdır.

Aynen öyle de, eşyanın vücuda gelmeden önce her birisinin Allah’ın ilmi ile bir plan ve programla şekilleri tayin edildiğinden, tam bir ilmî intizam içindedirler. Yüce Allah “OL” emriyle kolayca her şeyi yokluk âleminden varlık âlemine çıkarır. Keza; itaat sırrı ile bir askeri, bir arş emriyle koşturmak ne kadar kolay ise, aynı arş emriyle bir kumandan koca bir orduyu da hareket ettirir. Bu örnek gibi, kâinatın bütün atomları Yüce Allah’ın emirlerine nihayet itaat halinde olduklarından, bir sineği yaratma kolaylığında bütün canlıları, bir insanı yaratma kolaylığında bütün kâinatı da yaratır. Zaten, kolayca yarattığı da gözle görünüyor.

Her baharda bir ağacı yaratma kolaylığında umum bahar mevcudatını yarattığını bütün insanlar gördüğü halde, İlâhi kudretin sonsuzluğunu kavrayamayan kâfirler ve gafil müminler, olan biten bu harika olayları ve yaratma fiillerini tabiat ve tesadüfe havale ederler. Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin eserleri olan varlıkları kendi kendine olmuşluğa veya sebeplere taksim ederler.

Kâinatın Yaratıcısını isim ve sıfatlarıyla bilmeyen, özellikle ilim, irade ve kudret sıfatlarını hakkıyla anlamayan insanlar, varlıkların icadı için yeterli bir açıklama yapamadıkları gibi, kıyamet sonrasında çürümüş insan bedenlerinin yeniden diriltilmesine de inanmazlar. Halbuki, Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’inde “Haşrin ve yeniden dirilişin yapılması göz kapayıp açmak gibidir, hatta ondan daha yakındır.” ferman eder. “Bütün cin ve insanlar, bir tek sayha ve emirle mahşer meydanında hazır olurlar.” diye haber verir.

Evet, bütün ağaçları ve nebatları küçücük çekirdeklerden yaratıp inşa eden sonsuz kudrete, hadis-i şerife göre insanın kuyruk sokumundaki acb-üz zeneb denilen bir tohumdan yeniden yaratmak ağır ve zor gelmez. Hiç yoktan birinci yaratılışı yapan Yüce Allah, hiç şüphesiz ikinci dirilişi daha kolay yapacaktır. Bu, hiç bir şüphe ve tereddüt kaldırmayan kesin bir gerçektir. Önemli olan ise, bu gerçeğe göre hayatımızı yaşayıp, mahşer meydanında hesabımızı kolaylıkla verebilmektir.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0