İnsanlık tarihi büyük dâvâların ve o dâvâlar için hayatlarını ortaya koyanların örnekleriyle doludur. İlk insan ve ilk peygamber olan Hazret-i Âdem (as) “Lâ ilâhe illallah” dâvâsının ilk dâvâ adamıydı. Ondan sonra gelen bütün peygamberler aynı dâvânın takipçiliğini yaptılar. Bu uğurda vazifeli olarak gönderildiği kavimlerinden her türlü ezâ ve cefalara maruz kaldıkları halde, asla ve kat’a dâvâlarından dönmediler.
Hazret-i Cercis (as) gibi defalarca derisi yüzülenler, testere ile uzuvları kesilenler ve özellikle Yahudiler tarafından öldürülen nice peygamberler, ölümü tercih ettiler fakat dâvâsından hiç biri vazgeçmedi. Hakta sebat onların karakteri oldu. Gerçek dâvâ adamlığının sembolü oldular.
Batı toplumlarında da, bir büyük fikrin savunuculuğunu yapan ve bu uğurda hayatını hiçe sayan nice dâvâ adamları çıkmış ve insanlık tarihinde unutulmaz bir yer almışlardır. Sokrat ve Jan Dark gibiler bunun örneklerindendir. Hatta, Jan Dark ölümünün üzerinden yıllar geçtikten sonra yeniden yargılanmış ve berat ederek iade-i itibar verilmiştir.
İslâm tarihi ise, dâvâsı uğrunda destanlar yazan nice cihangir kahramanların ve kudsî bir mefkûre uğrunda hayatını hiçe sayanların örnekleriyle göz kamaştırmaktadır.
Evet, büyük dâvâlar, büyük dâvâ adamlarının omuzları üzerinde yükselir. Her ne kadar bu yol çile, ızdırap ve çeşitli engeller ve zulümlerle dolu da olsa…
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)