Amasya gerçekten çok güzel bir şehirdi. Akşam karanlığı çökmeden şehri bir tepeden görmek istediğimi söyledim. Bu, Bediüzzaman hazretlerinin bir geleneğiydi. Oğuz kardeş, şehri yukarılardan seyretmeye müsait bir yere çıkardı.

Şehre otobüsle girerken, fıtrî gökdelenler gibi göklere doğru yükselen sağlı sollu dağların hali insana ürperti veriyordu. Sanki üstümüze yıkılacakmış gibi duruyorlardı. Akşamın alaca karanlığında şehrin manzarası görülmeye değerdi. Yeşil Irmak şehrin ortasından geçiyor ve haşmetle süzülüp gidiyordu. Sultan Beyazıd Camisi de nehrin kenarında alımlı bir kuğu gibi duruyordu. Viyana şehrini ikiye bölen Tuna Nehri kenarında beyaz bir kuğuyu andıran Arapların yaptırdığı camiye benzettim.

Amasya, dağlar arasındaki dar bir alana kurulmuş. Karşı tepede  şehir kalesi, onun yamaçlarında da, eski medeniyetlerden kalma kral mezarları görünüyordu. Vadi boyunca uzayıp giden şehrin bir bölümünde çift minareli ve kubbeli bir cami vardı. Oğuz kardeş onun fatih Camisi olduğunu ve  hizmet merkezimiz olan dershanenin de hemen onun yanındaki apartmanda olduğunu söyledi.

Yirmi dakikalık bir temaşadan sonra sür’atle Tekin kardeşin evine gittik. Diğer gelen kardeşlerle birlikte akşam namazını müteakip dershaneye geçtik. Gönül dostları bizleri bekliyordu. Merzifon ve Suluova’dan gelenlerle birlikte bir hayli kalabalık bir cemaat toplanmıştı. Üç buçuk saat süren ve hatıralarla süslenen ders ve sohbet hepimiz için bir feyiz ve şevk kaynağı oldu. Yatsı namazından sonra çevreden gelenler gitti. Amasyalı kardeşlerimizle gece bir buçuğa kadar hizmetlerimizin mevcut durumunu ve geleceğe dair hizmet planlarımızı konuştuk. Meşveret heyeti ne kadar düzenli çalışırsa, hizmetlerimizin de o nispette inkişaf edeceğini nazara verdik. Özellikle gençlik ve öğrenci hizmetlerinin geliştirilmesi üzerinde durduk.

Amasya’da ciddi bir potansiyel güç bulunduğunu gördük. Bu mevcut güç, bütün mesaisini hizmetlerimize yoğunlaştırır ve başkalarının ne yaptığına değil, kendi faaliyetlerine odaklanırsa, kısa zamanda hizmetlerde ciddi sıçramalar yapar. Bu hızlı gelişme hanımlar camiasına da yansır ve hepimizi şaşırtacak hizmetlerin ortaya çıkmasına vesile olur. Hayatını Risale-i Nur hizmetine adayan bir vakıf kardeşin istihdam edilmesi ise, her şeyin daha da güzelleşmesine sebep olacağı açık bir gerçektir.

Zübeyir Gündüzalp çizgisini takip eden ve orijinal Nur mesleğinin temel prensiplerini vazgeçilmez bir hizmet felsefesi gören Anadolu’nun bu kahraman insanları, elbette kendilerinden beklenen hizmetleri en güzel bir tarzda yapacak ve genç nesillere hizmet bayrağını gönül huzuruyla devredeceklerdir, inşaallah. İnancımız ve ümidimiz bu hususta tamdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)