Kabre Gülerek Girenler

NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE ÖLÜRSÜNÜZ- 2

(Dünden devam)

Bahsi geçen hakikatleri, Şaban Döğen kardeşimiz hayatı boyunca hem yazdı, hem de anlattı. Ama, her can taşıyan varlık gibi, nihayet ölüm denilen gerçek ona da geldi. Demek buraya kadarmış.

Elli yedi senelik ömre çok hizmetler sığdırmayı başardı. Geride onlarca kitap bıraktı. Şimdi, onun bedeline onlar hizmet edecek ve amel defteri hiç kapanmayacak, inşaallah. Radyo ve televizyonlarda yaptığı programlar da unutulmayan hatıralar ve sohbetler olarak devam edecek.

Âniden rahatsızlanıp, hastahaneye götürülerek yoğun bakıma alındığını duyduğumda, hep bir miktar yatıp tekrar hizmetine kaldığı yerden devam eder hissini taşıdım. Çünkü, nice hastaların tekrar sıhhatine kavuştuğuna çok şahit olmuştum. Yaşı hayli genç sayılırdı.  Ancak “Ecel geldiği zaman ne bir an geri, ne de bir an ileri gitmez.” ayetinin tespit ettiği bir gerçek de vardı.

Tekrar toparlanıp ayağa kalkar diye beklerken, birden vefat haberi geldi. Doğrusu çok şaşırmıştık. Hayata pamuk ipliğiyle bağlı olduğumuz ne kadar da açık bir hakikatti.

Bütün programlarımızı iptal ederek, minibüslerle konvoy halinde Ankara’dan Çorum Kargı ilçesine yola çıktık. Üç saatlik bir yolculuktan sonra ilçeye ulaştığımızda, Büyük Caminin minarelerinden semaya selâ sesleri yükseliyordu. İkindi namazında cami hınca hınç doluydu. Başta, İstanbul olmak üzere yakın il ve ilçelerden gelen dâvâ arkadaşları, onu son yolculuğunda yalnız bırakmamışlardı. Cenaze namazı kılınıp helâllik alındıktan sonra, yüzden çok fazla araç konvoyu ile Kargı mezarlığına götürdük. Bol miktarda çam ağaçlarının bulunduğu mezarlıkta, defin işlemi bitmesini müteakip okunan Yasin-i Şerif ve diğer surelerden sonra, onun çok sevdiği ve hayatını ona hizmete adadığı Risale-i Nur’dan bir ders yaptık. Bediüzzaman Hazretleri “Mevt, idam değil, hiçlik değil, adem değil, tesadüf değil, failsiz bir in’idam değil. Belki bir Fâil-i Hakim tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekandır, vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır ve yüzde doksan dokuz ahbabına bir kavuşmaktır.” diyordu. Takvim ise, 04 Kasım 2009 tarihini gösteriyordu.

Şaban Döğen kardeşimiz, başta Resülullah (asm)  ve üstadımız Bediüzzaman Hazretleri olmak üzere bütün sevdiklerine kavuştu. Şimdi o, âsude kabrinde yeniden diriliş sabahını bekliyor. O da, kabre gülerek girenlerden oldu. Ruhu şâd, mekanı cennet ve derecesi âli olsun. Ruhuna binler Fatihalar…

(Not: Vefatından sonra Yeni Asya’da çıkan bu makaleyi, rahmete vesile olması ve İnternet sayfalarında bâki kalması için tekrar yayınladık.)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)

Reklam

Yorum Yap