Risale-i Nur Hizmeti

İSLÂM’A HİZMETTE BEDİÜZZAMAN FARKI

Bin yıllık mazisinde âlemlerine bir ruh gibi sinmiş ve sirayet etmiş olan İslâm dinine sımsıkı bağlı olan Müslümanlar, dinlerinin tehlikeye düştüğünü ve devlet gücüyle yok edilmeye çalışıldığını gördükleri her dönemde, din elden gidiyor diye çeşitli yollarla onu korumaya, hatta ne pahasına olursa olsun onu yeniden hâkim kılmaya çalışmışlardır.

1908 Meşrutiyet ve hürriyetin ilânında, yeni sistemi İslâm’a aykırı telâkki eden  Derviş Vahdeti ve beraberindekiler “Şeriat isteriz!”diye sokaklara dökülüp isyan yaptıkları ve bunun bedelini idam edilerek ödedikleri sırada, Vokan gazetesinde makaleler yazan Bediüzzaman Hazretleri de askeri mahkemeye verilir ve on beş kişinin asıldığı bir durumda” Sen de şeriat istemişsin!”diye muhakeme edilir. Bu dehşetli tehdit ve manzara karşısında ürkmeyen ve geri çekilmeyen Bediüzzaman “Şeriatın bir meselesine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım. Zira, şeriat sebeb-i saadet, adalet-i mahz ve fazilettir. Fakat  ihtilalcilerin isteyişi gibi değil.”diyerek, korkusuzca inandığı dâvâyı müdafaa eder. Neticede idamını beklerken berat eder. Beyazıt Camii istikametine kalabalık bir toplulukla yürürken “Zalimler için yaşasın cehennem! Zalimler için yaşasın cehennem!”diye haykırır.

Şeyh Said isyanı sırasında da, kendisine yapılan müşterek hareket etme teklifini reddeden Bediüzzaman, o hadisenin önünü almaya ve Şeyh Said’i vazgeçirmeye çalışır. Fakat, isyan maalesef gerçekleşir ve  yüz bin insanın mahvına sebep olur. Bediüzzaman’ın ikazıyla Van ve civar iller o hadiseye karışmaktan kurtulur.

Dahilde asayişi ihlâl edici her türlü sokak hareketlerine ve silahlı isyan teşebbüslerine muhalefet eden Bediüzzaman, radikal ve silahlı eylemlerle İslâmiyete hizmet ettiğini söyleyenlere taraf olmamıştır.

Bununla birlikte, devlet gücünün demir yumruğuyla Müslümanları sindirmeye ve İslâm’ı yok etmeye çalışan idarelere, yanlışlarını suratlarına çarparak gerçekleri söylemekten de geri kalmamıştır. Sokak hareketleri ve sertlik yanlısı usullerle netice almaya çalışan İslâmî gruplarla, metot noktasında uyuşmamakla beraber, fikir zemininde muhalefetini ortaya koyarak mücadelesini sürdürmeyi hiç bir zaman ihmal etmemiştir. Özellike, Risalet-i Muhammediyeyi (asm) nifak perdesi altında inkâr edip, Şeriat-ı Ahmediyeyi (asm) tahrip etmeye çalışan Süfyan Komitesi zihniyetine, her türlü baskıya rağmen boyun eğmemiş “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”hadisine muhatap olmamak için, çeşitli zeminlerde doğruları söylemeyi kendine meslek kabul etmiştir. Bu farkı iyi anlamak lâzımdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)

Reklam

Yorum Yap