Hayat

FİTNEYE VESİLE OLMAMAK

Sevgili Peygamberimiz (asm) “Fitne uykudadır. Onu uyandırana Allah lânet etsin.”hadis-i şerifiyle, dehşetli bir hakikati ihtar ediyor.

Yılan gibi zehirlemekten lezzet alan bir kısım insanlar, cemiyet hayatını karıştırmayı, insanları birbirine düşürmeyi, özellikle müminler arasına ayrılık tohumları ekmeyi sanki vazife kabul etmişlerdir. Her fırsatta ve her türlü vesileleri kullanarak fesat çıkaran bu tip yaratıklar, yaptıkları işin memleketin yüksek menfaatleri uğruna olduğunu söylemekle ahmaklıklarını ilân ederler.

Haktan ayrılan ve dalâlete sapan bu insanları, Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şiddetle kınar ve yeryüzünde bütün işleri fesat çıkarmak ve bozgunculuk yapmak olduğunu haber verir. Fesat çıkarmanın ve fitneye vesile olmanın en büyük günahlardan biri olduğunu bildirir.

“Sulhda hayır vardır.Mümin kardeşlerinizin aralarını düzeltin.”İlâhi mesajlarına kulak tıkayıp, nefsanî ve şeytanî bir takım bahaneler ve basit sebeplerle, ehl-i iman arasında fitneye sebep olmanın âhiretteki mes’uliyeti düşünülmüyor mu?

İyilik zannıyla fenalık yapanlara ne demeli? Niyetin iyi olması, bir kısım kötü neticelere sebebiyet vereni kurtaramaz.

Bir çok fitnelerin doğmasına sebep, en iyi aranırken ölçünün kaçırılmasıdır. Zaten o tip fitnelere sebep olanların “Ben bu işi bozmaya geldim.”diyecek halleri yoktur. Mevcudu beğenmeyip, tenkit ederek huzursuzluğa sebep olurlar. Halbuki, en iyi, iyinin düşmanıdır. Bazen birliğe vesile olan bir güzel, ayrılığa sebep olan en güzel olandan daha güzeldir. Bu itibarla birlik ve beraberliği korumak farz hükmündedir. Hangi gerekçeyle olursa olsun ayrılığa sebep olmak mes’uliyeti netice verir.

asyanur.info   samicebeci.net

 

Reklam

Yorum Yap