Risale-i Nur Hizmeti Hatıralar Geçidi

EREĞLİ’YE YENİ BİR VAKIF ARKADAŞ GELDİ

Cemaatle tanışmamın üzerinden iki hafta geçtikten sonra, İstanbul’dan bir arkadaş geldi. Adı Nejat Usun idi. İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini terk ederek vakıf olmaya karar vermiş. Zübeyir Ağabey de onu Ereğli’ye tayin etmiş. Çok kabiliyetli, Risale-i Nur’a vâkıf, konuşması düzgün, ikna gücü yüksek bir arkadaştı. Bir gece onunla sabah namazına kadar sohbet ettik. Aklıma gelen her türlü soru ve tereddütlerimi sordum. Bilerek ve ikna edici cevaplar verdi. Tatmin olmuştum.

Bu olaydan üç ay sonra sanat okulundan mezun oldum. 1969 yılında özel işçi statüsüyle hemen demir ve çelik fabrikasına aldılar. Bekâr lojmanlarında kalıyordum. Risale-i Nur Külliyatının tamamını temin ettim. O zamanlardaki Risale okumalarının tadını hâlâ unutamam. Zaten, Zübeyir Ağabeyin “Külliyatı hızlı bir tarzda üç defa okuyun. Sonra yavaş olarak anlamaya dönük olarak okursunuz.” tavsiyesine binaen beş haftada Risaleleri bitirmiş, tekrar okumalar yapıyordum.

Yakınımda olan fabrikaya yürüme olarak giderken namaz tesbihatını da ezberlemiştim. Lojmandan dershaneye, dershaneden tekrar lojmana dönmek tarzındaki hayatım sürüp gidiyordu. Son sınıfın sonlarına doğru tanıdığım Nur Risaleleri ve Nejat ağabeyle, sınıf ve okul arkadaşlarımın çoğunu tanıştırmak için, olağan üstü sayılabilecek bir gayretin içindeydim. Zaten, Ereğli cemaati o günün şartlarında çok aktif bir kadroydu. Risale ve Cevşen okumaları, derslere katılım ve derslere yeni insan getirme husunda âdeta yarış halindeydiler.

Bahsi geçen bu genel hava ve vakıf bir ağabeyin bize nokta-i istinat olması hepimizi kamçılıyordu. Fabrikada çalışırken de iş yerindeki arkadaşlarla dostluk kurup, onları derse davet ediyorduk. Böylece nice insanlar derslere katıldı ve bir çoğu namaza başladı. Maksadımız, insanların taklit mertebesindeki imanları, tahkik mertebesine yükselsin ve namaz başta olarak diğer dinî vazifelerini yerine getirip, dünya ve âhiret saadetini kazansınlar. Bu tarz bir hizmet metodu benim fıtratıma tam uygun gelmişti.

Benim bu gayretli çalışmamı endişeyle takip eden dayılarım ve bazı akrabalarım, gazete ve radyolardan duydukları yalan ve yanlış bilgilerle beni vazgeçirmeye çalıştılar. Yakalanıp işten atılacağımı, hapse düşeceğimi ve saire söyleyerek beni ürküttüler. Bir ay kadar derslere ara verdim. Fakat, Nejat Ağabey peşimi bırakmıyordu. Adamlar gönderiyor, selam söylüyor ve mutlaka devam etmemi istiyordu. Tekrar gittim ve bir daha ayrılmadım. Allah ondan razı olsun. Bu arada sürekli okuduğum Risale-i Nurlar imanımı kuvvetlendirmişti. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)

Reklam

Yorum Yap