Sonsuz gayeler ve nihayetsiz maksatlar için kâinat sarayının yaratılmasını irade eden Cenab-ı Hak, şuurlu varlıklar olan melekler ve cinlerin ötesinde, insan türünü yeryüzünde Kendine halife tayin etti.

İlk insan olan Hz. Âdem (as) ve Havva validemizi cennette kurutulmuş çamurdan yaratan ve ona ruh üfleyen Allah, meleklere ve cinlere ona secde etmesini emretti. Fıtratları gereği Allah’a hep itaat halinde olan bütün melekler secde ettikleri halde, gurur ve kibre kapılan Azazil adındaki şeytan ise, ateşten yaratıldığını ve daha üstün olduğunu iddia ederek Hz. Adem’e (as) secde etmedi. Allah’ın emrine isyanından dolayı Rahmet-i İlâhiden kovulan şeytan kıyamete kadar mühlet istedi ve Âdemoğullarını yoldan çıkaracağını söyledi. İstediği mühlet de kendisine verildi.

Kur’an-ı Kerim’de anlatıldığı şekliyle, yasak ağacın meyvesinden yememesi emredilen Hz. Âdem (as) ve eşi Havva’yı kandırarak yemesini sağlayan şeytan, onların cennetten çıkarılmasını temin etti. Zahirî sebepler perdesi arkasından iş gören Cenab-ı Hak, insanın mahiyetine yerleştirdiği istidat ve kabiliyet tohumlarının sümbüllenmesini, ebedi bir âlemde daimi bir saadete liyakat kazanmasını, meleklere olan üstünlüğünün gösterilmesini ve insan türünün yaratılmasındaki İlâhi hikmetin ortaya çıkmasını istedi ve bunlar gibi daha nice maksatlar için, Hz. Âdem (as) ile Havva validemizi yeryüzüne indirdi.

Şayet, onlar cennette daimî olarak kalsalardı, melekler gibi makamları sabit kalacak, verilen istidat ve kabiliyet tohumları sümbüllenmeyecek, belki de o zaman insan türünü yaratmaya gerek kalmayacaktı. Çünkü, makamları sabit olarak Allah’a kulluk yapan melekler hadsizdir. O tarz kulluğa ayrıca ihtiyaç yok. Bundan dolayıdır ki, nihayetsiz makamlarda terakki veya tedenni edebilecek istidatta olan insan türü için, dünya denilen imtihan meydanı açılmış ve ebedi bir âlemi kazanmak maksadıyla cazip teşvikler ve cehennemden kurtulmak için de dehşetli tehditler edilmiş. Bütün semavî kutsal kitaplarda bu teşvik ve tehditler mevcuttur.

Ancak, buraya kadar anlatılan bu hakikatleri insanların çoğu bilmez veya duysa da kabul etmez. İnsanlık tarihinde nice insanlar vardır ki, peygamberlerinin  dâvetini ve mucizelerini gördükleri halde inkâr ettiler. Hatta bazıları vardır ki, peygamberlerini bile şehit ettiler. Fakat, peygamberlerin gönderilmesine, emir ve yasaklarının teklif edilmesine olumlu karşılık veren ve itaat eden mümin toplulukların insan nev’ine kazandırdığı şeref ve kıymet, inkâr edenlerinin verdiği zararı hiçe indirdiği için, bu imtihan meydanının açılmasına ve müsabaka ile imanlı fazilet ortamının oluşmasına sebep olmuş. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci. net  (YouTube-Sami Cebeci Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)