(Dünden devam)

Devekuşu çeşitli fıkralara konu olmuştur. Bediüzzaman Hazretleri, telif ettiği Kur’an tefsirlerinde ondan da bahseder. Âhireti unutan ve boş veren dünyalık adamları  devekuşuna benzetir. Bir zamanlar devekuşuna demişler: “Madem ben kuşum diyorsun, o halde kanatları var uç.” O demiş: “Yok ben deveyim.” diyerek uçmamış. Fakat, avcının tuzağına düşmüş. Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş. Halbuki, koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef olmuş. Bir başka zaman ona demişler: “Madem deveyim diyorsun, o halde yük götür.” O zaman hemen küçük kanatlarını açmış ve “Ben kuşum.” demiş, yük taşıma zahmetinden kurtulmuş. Fakat , sahipsiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş.

Bu misal gibi, ehl-i dalâlet olanlar ve dünyasının akıbetini ebedi olarak yok olup gitmek olarak kabul edenler, yok olmak acısını hissettikleri zaman belki vardır    ihtimaline sığınırlar ve ibadet teklifi yapıldığı zaman da, belki âhiret yoktur ihtimaline saklanırlar ve “Olmayan bir şey için niçin çalışayım?” derler. Böylece, hem ebedi olarak yok olmak acısından, hem de Allah’a ibadet etmek külfetinden kurtulduğunu sanırlar. Buna göre, müminlerden daha fazla hayattan lezzet aldıklarını zannederler.

Yahut onların hâli, devekuşu gibi başını gaflet ve eğlence kumuna sokarak ecel ve kabir gerçeğine karşı gözünü yumarlar. Fakat, bu şeytanî aldatmacanın hükmü gayet sathi, faydasız ve geçicidir. Kısa bir zaman sonra ecel gelir, düğüm çözülür, gerçekler bütün çıplaklığı ile  ortaya çıkar fakat o insanın son pişmanlıkları ona hiçbir fayda vermez. Günahlarının ağır yükleriyle birlikte, çok sevdiği dünya hayatından kudretli bir el tarafından kabir âlemine sökülüp alınır ve götürülürler.

Gafletin mertebeleri muhtelif olduğundan, ehl-i dalâlet gibi, inanan insanlar da kendilerini kandırmakta ve iman zayıflığından kaynaklanan bir tembellikle, ibadet vazifesini sürekli ertelemektedirler. Devamlı yarınlara bırakılan ibadetler, ihmal edile edile ömür yılları gerilerde kalmakta ve ihtiyarlık kapıya gelip dayanmaktadır. Ondan sonra da “Bu yaşa kadar yapmadığım ibadete başlamakla Allah’ı mı kandıracağım?” diyerek, kendisini tamamen tehlikeye atarlar. Halbuki, güneş batıdan doğmadığı müddetçe tövbe kapısı açıktır.

Allah’ın rahmeti ise gazabını geçmiştir. Allah’ın rahmetinden ümidini kesmek büyük günahlardandır. Zira, insanın günahları ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın rahmeti kıyaslanamayacak kadar büyüktür ve Hadis- i kudsiye göre Allah’ın rahmeti gazabını geçmiştir.

Bu konuda tebliğ hizmetiyle vazifeli şuurlu dâvâ adamlarına çok büyük vazife düşüyor. “Ağaç yaşken eğilir.” sırrınca, genç nesiller başta olarak, gafil müminlerin de aklını başına toplamak maksadıyla devamlı hareket halinde olmak ve iman hakikatlerini tohumlar gibi sosyal hayat toprağına sürekli ekmek, vazgeçilmez bir hizmet anlayışımız olmalıdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci ile Risale-i Nur dersleri) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)