On altı sene önce tanımıştım onu. Salih Beşirik amca aslen Bulgar Türklerinden bir göçmendi. Çok küçük yaşlarında ailesi ile birlikte Türkiye’ye gelmişler ve Ankara’ya yerleşmişler. 1932 doğumlu olup uzun yıllar boyunca çeşitli yerlerde çalışarak geçimini temin etmiş ve altı çocuk sahibi olmuş. En sonunda da Ülker fabrikasından emekli olmuş.

2005 yılında temelini atıp, 12 Eylül 2007 yılı bir Çarşamba akşamı, ilk teravih namazını eda ettiğimiz Asya Nur Kültür Merkezinin salonundaki kalabalık cemaatin içinde Salih amca da vardı. Gözleri görmüyordu. Elli altı yaşında iken görme özelliğini kaybetmiş. Beş vakit namazda hep mescit olarak kullandığımız salona gelir ve ders günlerinde Risale-i Nur eserlerini can kulağıyla dinlerdi. Cuma günleri ise, herkesten önce mescide gelmeye çalışır ve derslerden istifade etmeye gayret ederdi.

Oturduğu bina kendine ait ve ön caddede idi. Eski yapı olduğu için üçüncü kata çıkan merdivenleri minareye çıkar gibi yorucuydu. Fakat, Salih amca hiç üşenmez ve bütün vakit namazlarına katılırdı. “Ne kadar zorluk artarsa, ibadetin sevabı da fazla olur.” derdi. Cemaatten bazılarının veya eşinin yardımı ile mescide gelebildiği halde, gözlerinin kapalı olmasından hiç bir zaman şikâyet ettiğine şahit olmadım. Hatta bir arkadaşı ona “Gözlerinin görmesi karşılığında bütün malını ve mülkünü verir misin?” diye sorduğunda “Hayır! Ben bu halimden çok memnunum. Şayet gözlerim açılsa bir çok günahlara girmek ihtimali var.” diyerek, sürekli Allah’a şükrederdi.

On altı sene boyunca durumu böyle devam etti. Yaşı seksen dokuza geldiğinde, artık eski hali kalmamıştı. İki sene boyunca yatalak halde kaldı. Ama yine de halinden hiç şikâyetçi olmadı. Her ziyaret ettiğimizde, yine de haline şükrediyordu. Allah’tan gelen her şeye sabreden ve şükreden örnek bir mümindi.

30 Nisan 2023 Pazar sabahı, damadı Mustafa bey beni aradı ve Salih amcanın vefat ettiğini haber verdi. İkindi namazından sonra kılınan cenaze namazında kalabalık bir cemaat vardı. Haberi duyan bütün dostları gelmişti. Demek çok sevilen bir insanmış. Ankara/Pursaklar ilçesi mezarlığında, annesi ile kayın validesi arasına defnettiğimiz Salih amca, şimdi çam ağaçlarının gölgesinde yeniden diriliş sabahını bekliyor. Pazartesi günü evine taziye için gidip Yasin-i Şerif okuduğumda, nasıl vefat ettiğini sordum. Çocukları “Son zamanlarında bilincini kaybettiği halde, her namaz vaktinde yatağında kendine göre abdest alıp namaz kıldığını ve son anlarında başında okunan Kur’an-ı Kerim’i dinleyip, telkin edilen Kelime-i Şehadeti söyleyerek ruhunu teslim ettiğini ifade ettiler. İşte, Salih amca ebedi âleme böyle hicret etmiş.

Doksan bir yaşına kadar salih bir hayat sürüp, salih ve iyi bir sonla hayatını bağlayan Salih amcaya ne mutlu! Çünkü, “Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl yaşadıysanız öyle de dirilirsiniz.” hadis-i şerifine mazhar ve inşaallah kabre gülerek girenlerin arasına Salih amca da dahil oldu. Allah ona binler rahmet eylesin. Kabri cennet bahçelerinden bir bahçe ve makamı da cennet olsun. Ruhuna binler Fatihalar…

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0