Bahsi geçen grubun yaptığı tüzük bir parti tüzüğünü andırıyor ve cemaat yapısından ziyade bir cemiyet yapılanmasını netice verecek özellikler taşıyordu. Kullanılan kelime, tabirler ve tarifler bile uhrevî olmaktan çok dünyevilik kokuyordu.
Çok ısrar etmemize rağmen, meşveret heyeti ibaresini kabul ettiremedik. Belde, ilçe, il, bölge ve umumi meşverete kadar hepsinde kurul tabiri kullanılmıştı. Pratikte hâlâ kullanılan meşveret ve meşveret heyeti ifadelerine bedel, tüzükte kurul tabiri geçiyordu. Komisyonlar meşveret heyetlerinden bağımsız ve özerk bir hale getirilmişti. “Komisyonlar, kendi alanlarıyla ilgili kararları alır, uygular ve meşverete haber verir.” maddesi yüzünden, komisyonlarla meşveret heyetleri arasında bir çok hizmet mahallinde sürtüşmeler başlamıştı.
Bu tüzük mutlaka değişmeli, cemaat yapımıza ve Risale-i Nur kültürümüze uygun yeni bir meşveret sistemi kurmalıydık. Ankara ve İstanbul’da teşkil ettiğimiz gruplar ön çalışmalarını yaparak, sonradan bu çalışmaları tevhit ettiler. En son şeklini vermek için de, yönetim kuruluna havale ettiler. Yönetim kurulu, farklı yaklaşımları dikkate alarak düzeltmeler yaptı. İttifak edilemeyen noktaları da, oylama yaparak son şeklini verdi. Bu haliyle, Anadolu’ya göndererek onların da katkısını istedi. Bölgelerden gelen yeni teklifler de ilave edilerek, Sonbahar toplantısında umumi temsilcilerin huzuruna getirildi.
Yeni bir tartışma zemini daha doğmuştu. Muhalif grup “Tüzük kabul edileli daha iki sene oldu. Daha tamamen uygulayamadık. Değiştirmeye ne gerek var?” diye, karşı çıkıyordu. Dirençleri çok şiddetliydi. Oylama yapmaktan başka çare yoktu. Ancak, Ankara’dan gelen bizim temsilciler “Bizim istediğimiz bazı maddeler, yönetim kurulu tarafından kabul edilmedi.” diyerek, kendi çalışmalarının da oylanmasını istiyorlardı. Tam bir oyun bozanlıktı. Tekliflerini geri çekme ricamız da fayda vermedi. Durum çok kritikti.
Divanın işi zor görünüyordu. Fakat, Nurettin Hoca kıvrak zekâsıyla ustaca toplantıyı yönetiyor, çok ısrar ettikleri zaman da oylama yapıyordu. “Tüzük yenilensin mi, yenilenmesin mi?” oylaması yapıldı. Yenilensin kararı çıkınca, eski tüzük otomatik olarak ortadan kalkmış oldu. Bu sefer, Adıyaman’dan bir temsilci “Bir heyet kurulsun ve eski tüzük, yeni yapılan tüzük ve Ankara’nın yaptığı çalışmayı harmanlayarak yeni bir tüzük hazırlasın ve Mayıs ayındaki toplantıya getirsin.” teklifinde bulundu. Böylece, oylanacak teklif sayısı üçe çıkmış oldu. Bir çok temsilcinin kafası karışmıştı. Önce, yönetim kurulunun hazırladığı tüzük oylandı. temsilciler tarafından yetmiş sekiz oy verildi. Ankara’nın çalışmasına sekiz, muhalif grubun sahiplendiği eski tüzüğe de altmış beş oy verildi. Böylece, yönetim kurulunun son şeklini verdiği meşveret sistemi kabul edilmiş oldu. (Devamı yarın)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)
