07 Ocak 2017 tarihi itibariyle başladığımız Risale-i Nur Külliyatını baştan sona hiç atlamadan okuyup, sosyal medya platformlarında paylaşma vazifesi, bu gün ile birlikte iki bininci videoyu paylaşma noktasına kadar geldi. Buna ilâve olarak dört seneye yakın her akşam yaptığımız canlı derslerin paylaşımı 1300 rakamını geçti. Böylece, şimdiye kadar 3300 video paylaşımı gerçekleşmiş oldu,  elhamdülillah.

1926 yılından başlayarak, Bediüzzaman Hazretlerinin vefatına kadar devam eden Risale-i Nur Külliyatının telifi, Sözler, Mektubat, Lem’alar ve Şualar gibi diğer imanla ilgili eserlerin yanında, Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları olarak devam etti.

Bu eserleri telif ederken asıl maksadını Bediüzzaman şöyle açıklıyordu: “Bizim ve Risale-i Nur’un hedefimiz ve programımız, evvelâ kendimizi, sonra vatandaşlarımızı kabrin tek başına hapsinden ve cehennemin idam-ı ebedisinden kurtarmak, bu memleketi de maddi ve manevi anarşiden muhafaza etmektir.” Bir çok kuruluşlarda, vizyonumuz ve misyonumuz olarak ilân edilen ve levhalarla duvarlara asılan bu hedef ve vazifeler, Risale-i Nur’un meslek ve meşrep prensipleri olarak en özlü ifadelerle Üstat Hazretleri tarafından bahsi geçen tarzda ilân edilmiştir.

Evet, Bediüzzaman ve talebeleri uzun yıllar boyunca ağır ceza mahkemelerinde yargılandıkları, hatta idamla cezalandırmak için çabaladıkları halde, bütün mahkemeler tarafından ceza kanunlarını ilgilendiren bir suç bulunamadı ve berat vermek durumunda kaldılar. Bediüzzaman’ın ifade ettiği yukarındaki maksat ve gayeden başka hiçbir şey bulamadılar. Olmayan bir şeyi bulmak zaten mümkün değildi.

“Bana, sen şuna buna niçin sataştın diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor. İmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri kösteklemek istemiş de ayağım ona çapmış, ne ehemmiyeti var? Bu müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!” diyerek âdeta feryat eden Bediüzzaman Hazretleri, kendisine yapılan her türlü kötü muamelelere sabır ile karşılık veriyor, hatta kendisine zulmedenlere bile, Risale-i Nur ile imanlarını kurtarmak şartıyla hakkını helâl ediyordu.

!930 yılında telif ettiği Mektubat eserinde “Eğer sesim yetişse, bu hakikatleri küre-i arza bağırarak ilân edeceğim.” diyen Bediüzzaman Hazretlerinin bu arzusuna mazhar olmak için, 07 Ocak 2017 yılından bu yana Risale-i Nur eserlerini paylaşarak geldiğimiz gibi, inşaallah bundan sonra da bu paylaşımlara devam ederek, Külliyatın tamamını paylaşmaya muvaffak oluruz.

Bizim ekip olarak yaptığımız bu çalışmamız karınca misaline benziyor. Bir gün bir karıncanın, sırtında bir damlacık su ile yürüdüğünü görmüşler ve sormuşlar “Karınca kardeş! Nereye gidiyorsun?” “Duydum ki, dostum İbrahim Peygamberi Nemrut ateşe atmış, o yangını söndürmeye gidiyorum.” demiş. “Sırtındaki bir damlacık su ile mi?” demişler. O demiş “Benim elimden gelen bu. Ben de onu yapıyorum.” İşte biz de, ekip olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. İnşaallah, daha güçlü ve kuvvetli omuzlar ortaya çıkar ve bu yapılanlardan daha mükemmelini ortaya koyarlar. Bizler de kabrimizden seyreder ve onların yaptıkları hizmetlerle iftihar ederiz.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)