Hepsi birbirinden değerli olarak yaratılan organlarımız içinde birisi de karaciğerdir. Kimya fabrikası gibi çalışan bu organımızı kendi elimizle tehlikeye atmamak lazımdır.

Vücudun kan şekeri dengesinden, proteinlerin ve yağların dönüşümüne kadar yüzlerce kimyevi işlemleri yapan karaciğerin, maruz kaldığı en tehlikeli hastalığı şüphesiz sirozdur. Buna sebep olan ise en başta alkollü içkilerdir. Hepatit B, C ve D virüsleri de, tedavi edilmediği takdirde iltihaplanmalar sonucu siroza dönüştüğü bilinmektedir. Siroz hastası olmuş bir karaciğerin tekrar eski haline gelmesi mümkün değildir. Ya uygun karaciğer nakli yapılacak değilse sonu ölümle noktalanacaktır. Batı toplumlarında ölümlerin ciddi oranda sirozdan olması, aşırı alkol tüketiminden kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Ülkemizde de, çok meşhur bazı isimlerin sirozdan öldüğünü herkes biliyor.

Yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, iştahsızlık, gözlerde sararma, bacaklarda ve karın bölgesinde şişkinlikler ve daha birçok belirtilerle ortaya çıkan siroz, ölümcül bir hastalıktır. “Ey iman edenler! Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın!”İlahi emriyle, sarhoşluk veren bütün içkilerin ayet lisanıyla haram kılınması, ne kadar anlamlı olduğunu ortaya koyar. Allah, kullarına neyi emretse veya neyi haram kılsa, onlarda binlerce hikmetler ve faydalar vardır. Ancak müminler, bu emir ve yasaklara faydaları için değil, Allah emrettiği için itaat ederler. Buna ihlas denir. Mükafatı ise, ahirette çok büyük olacaktır.

www.asyanur.info