İman ve inkârın, hidayet ve dalâletin kıran kırana mücadele ettiği dehşetli bir zaman diliminde yaşıyoruz. Sefâhetin, haram keyif eğlencelerin insanları tiryaki edip esir aldığı böylesine tehlikeli bir asırda, parlak bir güneş gibi doğarak Kur’an nurlarını âleme neşreden Risale-i Nur eserlerine, ehl-i iman ile birlikte bütün insanlığın da şiddetle ihtiyacı olduğu açık bir gerçektir.

İman hakikatlerini akli, ilmi ve mantıki delillerle ispat ve izah eden bu eserlere ve bu mukaddes dâvâya  gönül verenlere elbette çok büyük vazifeler düşüyor. Diğer insanlardan farklı özelliklerimiz ve kabiliyetlerimiz olmadığı halde, böylesine önemli bir hizmette çalıştırılıyor olmamız, hem sevap bakımından hem de sorumluluk noktasından çok ayrıcalıklı bir durumda olduğumuza işaret ediyor.

Bahsi geçen hakikati Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade ediyor: “Bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumi ve kudsi bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’an’iye omzumuza ihsan-ı İlâhi tarafından konulmuş. Elbette herkesten ziyade bütün kuvvetimizle ihlâsı kazanmaya mecbur ve mükellefiz.” Bu hatırlatmaların ne kadar anlamlı olduğu gayet açıktır.

Genç nesillerin kendisini şerrinden kurtaramadığı ve mıknatıs gibi kendine çektiği fitnelerin ve günahların içine düştüğü bir zamanda, geleceğimizi kurtarmak ve yarınlarımızı emin ellere teslim etmek için, ihlâs ve istikamet dairesinde plânlı, programlı, projeli ve geleceği kucaklayan hizmetler üretmemize şiddetle ihtiyaç vardır. Öteden beri yapılarak gelinen ve herkesin bildiği orijinal hizmet tarzımız korunmakla birlikte, değişen ve gelişen şartlara göre yeni hizmet projeleri üretmek de vazgeçemeyeceğimiz bir hakikattir. Bu hususta “Eski köye niçin yeni âdet getiriyorsun?” denilmez. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0