Balgat Camisindeki Cuma namazı vaazından sonra sür’atle Esenboğa Hava alanına ulaştık. İkindi namazını müteakip bindiğimiz uçak bir kaç dakika içinde bulutların üstüne yükseldi.

On bin metrenin üstündeki bir yükseklikten uçarken, bulutlar altımızda pamuk tarlalarını andırıyordu. Yol arkadaşlarım, araştırmacı kameraman Ahmet Genç Ağabey ile uzun yıllar Avustralya kıt’asında yaşamış Halil Yıldız kardeşimizdi. Birbirimizden farklı koltuklarda oturuyorduk. Yan tarafımdaki koltukta oturan genç bir delikanlı vardı ve işletmeciydi. Sol tarafımdaki koltukta ise yaşlı bir bayan oturuyordu. Bir saat süren sohbetli yolculuğun sonuna doğru genç adama dedim: “Bundan sonra bir uçak daha kalkıyor biliyor musun?” Önce şaşırdı ve ne diyeceğini bilemedi. İlâve ettim: “Fakat o uçağın sadece gidiş bileti var, dönüş bileti yok. Hem de her an kalkabilir.” Güldü ve ne demek istediğimi anlamıştı. “Allah, iman ve Kur’an selâmeti versin.” dedi.

Böylece sohbetimiz dinî konulara kayıvermişti. Annesini hac ibadeti için Arabistan’a gönderdiğini, bu sene babasını da göndereceğini söyledi. Kendisinin ibadet noktasında çok zayıf olduğunu, ancak bir an önce kendisini toparlamak istediğini ifade etti. Sohbetimizi dinleyen yan koltuktaki yaşlı bayan da söze iştirak edip güzel şeyler söyledi. Bir hadis-i şerif var dedim: “Allah’ın kendisine altmış sene ömür verdiği bir kul, şayet Mahşer günü âhiretini kaybetmiş olursa, o kulun Allah’a karşı söyleyebileceği hiç bir mazereti kalmaz.” Zira, Cenab-ı Hak “Sana hem dünya hem de âhiretini kazanacak kadar yeterli bir ömür vermedim mi?” dediği zaman, o kulun  söyleyebileceği bir sözü olmaz.” dedim. Her ikisi de bu anlamlı hadisin hakikatini tasdik ettiler. Yaşlı bayan açıktı fakat inançlıydı. İnancının icaplarını yapamasa da, gereğine inanıyordu. Genç adamla Ankara’da tekrar buluşmak dileğiyle karşılıklı telefonlarımızı verdik. İzmir Adnan Menderes Hava alanına indiğimizde, bir saatlik zaman göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçmişti.

Hava alanı terminalinde kadim dostumuz Mehmet Özkan bizi bekliyordu. Hasretle kucaklaştık ve derhal Ödemiş yoluna hareket ettik. Akşam namazını yol üstünde bir benzin istasyonunda kıldık. Ege bölgesi, kış içinde âdeta bahar havası yaşıyordu. O akşam Ödemiş hizmet merkezinde olduk. Geniş salon tamamen doluydu. Tire ilçesinden katılanlar da vardı. İman ile ilgili dersler, soru ve cevaplı geçen sohbetlerle üç saate yaklaşan zaman çabucak geçivermişti. (Devamı yarın)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 2