Kendisine kitap verilen resüllerden biri olan Hazret-i İsa (as), Cenab-ı Hak tarafından doğrudan anasız ve babasız yaratılan Hazret-i Âdem (as) misali, babasız olarak bir mucize eseri Hz. Meryem’den doğmuştur.
Kendisiyle alâkalı Kur’an’da muhtelif kıssalar bulunan Hz. İsa (as), çok uğraşmasına rağmen sadece on iki havari irşat edebilmiş, mensuplarından biri de hain çıkarak onu Romalılara ihbar etmişti. Yehuda isimli bu hainin ihbarıyla, öldürmeye gelenlerin şerrinden Allah tarafından korunan ve semaya yükseltilen Hz. İsa (as) yerine, Hz. İsa (as) suretine benzetilen Yehuda yakalanmış ve çarmıha gerilerek cezalandırılmıştı.
Hazret-i İdris (as) gibi üçüncü kat semaya yükseltilen Hz. İsa (as), beşeriyet levazımatından sıyrılarak melek misal bir hayata mazhar kılınmıştır. Âhirzamanda Hz. İsa (as) Allah’ın izniyle tekrar yeryüzüne ineceği ve ümmetinden olarak şeriat-ı İslâmiye ile amel edeceğini haber veren Sevgili Peygamberimiz (asm); iki semavi din olan İslâmiyet ve Hrıstiyanlığın, aralarındaki ihtilaf vesilesi olan noktaları muvakkaten niza konusu yapmayarak musâlaha edeceğini ve müşterek düşmanları olan dinsizlik cereyanına karşı ittifak edeceğini de müjdelemiştir.
Tabiatperestlik ve materyalizim felsefesinden meydana gelen bir cereyan-ı Nemrudâne olan komünizmin, Allah’ı inkâr fikrine dayanan isyanının en kuvvetli göründüğü bir sırada, Hz. İsa’nın (as) yeryüzüne indirileceğini ifade eden Bediüzzaman şu tespiti yapar: “Hz. İsa’nın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani Rahmet-i İlâhiyenin semasından nüzul edecek; hâl-i hazır Hristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakikat-i İslâmiye ile birleşecek, manen Hristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılap edecektir. Ve Kur’an’a iktida ederek, o İsevilik şahs-ı manevisi tâbi, ve İslâmiyet metbu makamında kalacak. Din-i Hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik creyanına karşı ayrı ayrı iken mağlup olan İsevilik ve İslâmiyet, ittihat neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semavatta cism-i beşerisiyle bulunan şahs-ı İsa (as), o Din-i Hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık (asm), bir Kadir-i Küll-i Şey’in va’dine istinat ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; mâdem Kadir-i Küll-i Şey va’detmiş, elbette yapacaktır…Hazret-i İsa (as) geldiği vakit, herkes onun hakiki İsa (as) olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havassı, nur-u iman ile onu tanır. Yoksa bedâhet derecesinde herkes onu tanımayacaktır.” (Mektubat s. 60)
Evet, bu kadar açık ve net ifadelerle mahiyeti izah edilen bir meseleyi, zorlama tevillerle başka mecralara çekmek, kimseye bir fayda temin etmeyeceği gibi, öylesine tekellüflü teviller sadece zihinleri bulandırmaya sebebiyet verecektir. Büyük deccal komünizme karşı mücadele verip “O dehşetli deccalı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak harika ve mucizatlı ve umumun makbulü bir zat olabilir ki, o zat, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa’dır (as).” (Şualar s. 506)
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları)