Dünyaya imtihan edilmek için gönderilen insanoğlunun, gerçekten çok kompleks ve karmaşık bir yapısı vardır.
Normalde, imanının gereği olarak emir ve yasaklar çerçevesinde sürdürmesi gereken hayatını, çoğu zaman sınırların dışına çıkarak mahveder. “İnsan, beşerdir şaşar.”kaidesiyle yapılan hatalar maneviyatını tahrip ettiği gibi, Allah korusun âhiret hayatının dahi kaybedilmesine sebep olabilir.
Taklit mertebesindeki imanlar ne kadar tahkik mertebesine yükselirse, o nispette ahlâk da yükselir. İmanın verdiği şuur ve her an Allah’ın huzurunda bulunmaktan gelen bir hâl ile sınır dairesinde kalınır. Böylece, dünya hayatı manevi bir Cennet olduğu gibi, âhiret hayatı dahi gerçek Cennete dönüşür.
Güzel ahlâkların içinde en önemli olanlardan birisi hüsnüzandır. Bediüzzaman Hazretleri “İnsan hüsnüzanna memurdur.”der. Allah, kullarına, başkalarına karşı hüsnüzanla bakmayı emretmiştir. Bir hadis-i kudside Allah “Ben, kulumun hüsnüzannı üzereyim.”buyurmuştur. Yani, kul Allah’a ne nazarla bakarsa, Allah da ona öyle muamele eder. Ancak fıtratında nankörlük özelliği bulunan insan, hâşâ Allah’a bile suizanda bulunmak yanlışına düşer. Bu hakikati Cenab-ı Hak, Fecr Suresinin 15. ve 16. ayetlerinde şöyle haber verir: “Ne zaman Rabbi onu imtihan etmek için kendisine nimetler verse ve ikramda bulunsa insan ‘Rabbim beni üstün kıldı’ der. Ne zaman rızkını daraltarak imtihan etse ‘Rabbim bana hor baktı.’der.”
İnsan; eşinin, çocuklarının, hısım ve akrabalarının, dava arkadaşlarının ve diğer insanların hâl, hareket, söz ve davranışlarına hüsnüzanla yaklaşmalı, hayra ve iyiye yormalıdır. Elde aksine delil olmadıkça yapılan hüsnüzan, her şeyden önce sahibini rahatlatır. Bu tavır, muhataplarını da rahatlatmaya vesiledir. Suizana yapılan konuşmaları bile hüsnüzanla yorumlamak, alevlenmesi mümkün olan olayları kıvılcım halindeyken söndürmeye sebep olur.
Merhum Mustafa Acet Ağabeyden dinlediğim bir hatıra buna güzel bir örnektir. Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ ilçesinde ikamet ettiği sıralarda,imamlık yapan bir hocaya, Mustafa Acet Ağabey Bediüzzaman lehinde bir konuşma yapar. Hoca da, her ne hikmetse Bediüzzaman aleyhinde ileri geri konuşur. Mustafa Ağabey bu durumu Bediüzzaman’a bildirdiği zaman Üstat çok kızar ve “O büyük bir âlimdir. O benim kardeşimdir. O benim alyhimde konuşmaz. Sen benimle onun arasını açmaya mı çalışıyorsun?”diye bir hayli azarlar. Daha sonra o hocayla tekrar görüştüklerinde Mustafa Ağabey üstadın sözlerini aktarır. O zat “Bediüzzaman benim hakkımda bunları mı söyledi? Gerçekte Bediüzzaman büyük bir insanmış. Ben onun büyüklüğünü şimdi daha iyi anlıyorum.”diye bu sefer lehinde bir çok şeyler söylemiş. Bediüzzaman’ın hüsnüzannı, o hocayı bu noktaya getirmiş. İşte rehber alınacak örnek bir hareket.
asyanur.info