Risale-i Nur hareketinin tarihinde meslek ve meşrebi farklı anlamaktan kaynaklanan ayrışmalar olduğu gibi, hiç bir görüş farkı olmadığı halde, farklı saflara düşüldüğüne de şahit olunmuştur. İlk önceleri meydana gelen huzursuzluklar zamanla zıtlaşmaya dönüşmüş ve geriye dönüşü mümkün olmayan bir noktaya varınca da, taraftar toplama cihetine gidilmiştir. Hiç istenmediği ve arzu edilmediği halde gruplaşmalar meydana gelmiştir.

Bu meselenin ehemmiyetini ve vahametini çok iyi bilen Bediüzzaman Hazretleri “Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvel âhir tavsiyemiz, tesanüdünüzü muhafaza, enâniyet, benlik, rekabetten tahaffuz, itidal-i dem ve tam ihtiyattır.” ikazını yapmak durumunda kalmıştır. Bütün ihtilaf ve ayrılıkların özü de bunlara dayanmaktadır.

Tepede gözüken bazı şahıs veya grupların arasında meydana gelen olumsuz olaylarla cemaat fertlerinin huzuru bozulmamalıdır. Çünkü, bunda ciddi anlamda vebal vardır. İki testi çarpıştığı zaman biri kırılır ama diğeri de çatlar. İkisi de bir işe yaramaz. Rıza-yı ilâhi denilen nurlu bir hedefe doğru giden bir uçaktan atlayan, bir daha o uçağa dönemez fakat uçak yoluna yine devam eder. En arkada da olunsa, yine uçağın içinde kalmayı başarmaktır marifet. Fertleri bahtiyar bir insan haline getiren sır, benliklerin şahs-ı manevi havuzunda eritilmesi ve havuzun tamamına sahip olunmasıdır.

Meşveret ve komisyonlar zinciriyle birbirine bağlanarak mütecanis ve mütesanit bir şahs-ı manevinin meydana gelmesine vesile olan mensubu olduğumuz şahs-ı manevi, bahsi geçen müspet sırları içinde barındırmaktadır. Herkese yetecek kadar hizmet ve şeref bu şahs-ı manevide mevcuttur. Sebep ne olursa olsun “Hizmete ve cemaate küsülmez.” prensibi bizlerde hâkim olmalıdır. Hizmette görülecek olan maddi ve manevi inkişaflar da bu hakikatlere bağlıdır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları)  (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)