(Dünden devam)

Ahmet Avcu Ağabey, şan ve şöhrete tenezzül etmeyen Almanya’daki isimsiz kahramanlardan biriydi. Almanya’ya ilk defa gittiğimde Köln şehrinde tanımıştım onu. Hizmet merkezinde satışı yapılan Yeni Asya Neşriyatın temsilciliğini yapıyor, bir taraftan da usta olarak çalıştığı FORD fabrikasına devam ediyordu. Yüz kiloluk iri bedeni, dalgalı saçları, yakışıklı siması, tebessüm eden çehresi ve iman dâvâsına olan sadâkatı ile bir istikrar abidesi gibiydi.

1994 ve 2002 yıllarında tekrar gittiğim Almanya’da, onu aynı vazifesinin başında buldum. Her gittiğimizde evinde kalmış, ekmeğini aşını yemiştik. 31 Aralık 2002 yılı akşamı iki taksi ile Bonn şehrine derse gitmiştik. Ders ve hatıralarla dolu o güzel sohbetten dönerken, Köln şehrine dönüş yolunda 2003 yılına gece yirmi dörtte girildiğinde her taraftan havai fişekler atılmaya başlandı. Gökyüzü fişeklerle aydınlandı. Ren Nehri üzerine kurulan bir köprüye geldiğimizde, yeni yılı kutlayanlar yüzünden ortalık bir âlemdi. İnsan ömründen den koskoca bir yıl uçup gitmiş, insanlar ise neyi kutladığını dahi bilmeden çılgınca içkiler ve havi fişeklerle kendinden geçmişti.

O gece, Ahmet Avcu Ağabeyin evinde kaldık. Bir hayli dertleştik. “Sami Kardeş! Otuz yılı aşkın bir zamandan beri Almanya’da bulunuyorum. Fakat bu soğuk memlekete ve insanlarına alışamadım. Emeklilik için müracaatımı yaptım. Ondan sonra temelli kendi memleketime döneceğim.” diyordu.

Ahmet Ağabey ile son görüşmemiz İzmir’in Tire ilçesinde oldu. Kendisi oralı idi.  Ağır hasta olan annesini görmeye gelmişti. Fakat asıl gelişi, akrabaları ve dâvâ arkadaşları ile son bir defa daha görüşmek ve helâlleşmek içinmiş. Gazetemizden vefat haberini okuduğum zaman âdeta şok olmuştum. Çünkü, bilinen her hangi bir hastalığı yoktu. Şükrü kardeşe sorduğumda şu açıklamayı yaptı:  ” Arabası ile hizmete giderken birden fenalaşmış. Oğlu Mustafa ‘Baba arabayı sağa çek, kaza olacak.’ demiş. Araba durduğunda, o da ruhunu bir su içer gibi Allah’a teslim etmiş.”

Evet, ölüm gerçeğinin genci yaşlısı yoktur. Nice Ağır hastalar şifa bulup yaşamışlar, nice sıhhati yerinde olanlar vefat etmişler. Önemli olan ise, Allah yolunda iken emâneti Yüce Allah’a teslim edebilmektir. Ahmet Avcu Ağabey o bahtiyarlardan ve kabre gülerek girenlerden biri oldu. Gurbet ellerde bir Nur yıldızı daha kaymıştı. Ona ne mutlu! Ruhuna binler Fatihalar..

(Not: Bütün gönül dostlarımızın Ramazan-ı Şeriflerini tebrik eder, milletimiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’dan niyaz ederiz.)

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0