(Dünden devam)
Güneş, dünyadan bir milyon üç yüz bin kat defa daha büyüktür. Yüzeyinde altı bin santigrat derece, merkezinde ise on yedi milyon derece sıcaklık olduğu hesaplanmaktadır. Her saniye 564 milyon ton hidrojen atomu, 560 milyon ton helyum atomuna dönüşerek, dört milyon ton madde ısı ve ışık olarak uzaya dağılmaktadır. Bu ısı ve ışığın iki milyarda biri ancak dünyamızı gelmekte ve zararlı olan ışınları atmosferin ozon tabakasında süzülerek, yeryüzündeki canlılara zarar veremeyecek bir düzeye getirilmektedir. Her şey çok ince bir plan ve matematiksel hesaplarla ayarlandığı görülüyor.
Eğer, dünya güneşe biraz daha yakın veya uzak olsaydı, ya her şey yanar veya donardı. O zaman da, yeryüzünde hayat olmazdı. Dünyanın dönüş hızı biraz artsa veya azalsaydı, bütün hesaplar alt üst olur, üstündeki her şeyi fezaya fırlatırdı. “Güneş ve ay şaşmaz bir hesap üzerine hareket eder.” (Rahman Suresi: 5) ferman eden Cenab-ı Hak, her şeyi bir plan, program, bir hesap ve kitap üzerine yarattığını haber vermektedir. İnsan vücudundaki matematiksel dengeden, bütün kâinattaki kusursuz ve dengeli sistemlere kadar bütün varlıklar, bunun böyle olduğuna şahitlik etmektedir.
Bâki olan Allah (c.c), her şeyin üzerinde fânilik damgası vurduğunu haber vermektedir. “Yeryüzündeki herkes fânidir. Bâki olan, yalnız Celâl ve İkram Sahibi olan Rabbinin Zatıdır.” (rahman Suresi: 26-27) Her şey gibi güneş de fânidir. Kânatta yaratılan bir kısım yıldızların kırmızı devler haline gelip patlayıp parçalanarak ölmesi gibi, orta büyüklükte bir yıldız olan güneş de bir gün ölecek ve yeryüzündeki hayat da sona erecektir.
“Güneş dürülüp, toplandığı zaman.” (Tekvir Sursi: 1) ayeti, bahsi geçen hakikate işaret eder. Bu mânâyı Bediüzzaman Hazretleri şöyle izah eder: “Evet, Cenab-ı Hak tarafından adem, esir ve sema perdelerini açıp, güneş gibi bir pırlantamisal bir lâmbayı, hazine-i rahmetinden çıkarıp dünyaya gösterdi. Dünya kapandıktan sonra o pırlantayı perdelerine sarıp kaldıracak… Elbette o memur, bir vakit o memuriyetten infisal edecektir. Hatta hiç bir sebeb-i azil bulunmazsa, şimdilik küçük, fakat büyümeye yüz tutmuş yüzündeki iki leke büyümekle, güneş yerin başına izn-i İlâhi ile sardığı ziyayı emr-i Rabbani ile geriye alıp, güneşin başına sarıp ‘Haydi yerde işin kalmadı.’ der. ‘Cehennem git, sana ibadet edip, senin gibi bir memur-u musahharı sadakatsizlikle tahkir edenleri yak.’der.” (Sözler s. 193)
Beş milyar yıl daha ömrü olduğu hesaplanan güneşin, harici bir sebeple söndürülebileceği hakikatini görüp, asıl kendi eceline hazır olması gereken insanoğlu, bir de bu gözle güneşe bakması daha doğru olmaz mı?
asyanur.info samicebeci.net (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile canlı Risale-i Nur dersleri)