(Dünden devam)

Bu kâinatta, görünen âlemlerden başka göremediğimiz binler âlemler dahi vardır. Bu binler âlemlerin hepsi birbiri içindedir. Ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyin kaydedildiği Levh-i Mahfuzun var olduğuna delil insan hafızası olduğu gibi, misal âleminin varlığına da delil insanın hayal gücüdür. Hayatı boyunca yaşadığı olayları hiç karıştırmadan hayalinde canlandırdığı gibi, misal âleminde binler dünya büyüklüğündeki bir âhiret sinemasıyla, kâinattaki bütün varlıkların en teferruatına kadar fotoğraflarının alınması ve cennet ehline ebedi manzaralar oluşturulması, Cenab-ı Hakkın hikmet ve rahmetinin gereğidir.

Mahşer günü  yaşadığımız hayatın hesabı görülürken, Kur’an ayetlerinin verdiği bilgiye göre Yüce Allah insanların ağızlarını mühürleyip, elleri ve ayakları konuşturacak ve yaptıkları her şeye şahitlik yaptıracaktır. Bu durumda hiç bir şeyi inkâr etmek mümkün olmayacaktır. Çünkü, insanların hafızası her şeyi hatırlayacak ve amellerinin fotoğrafları her insana gösterilecektir. Ancak, burada yine Yüce Allah’ın rahmeti imdada yetişecek ve Settâr-el Uyup olan Allah, mümin kullarını mahcup etmemek için ayıplarını örtecektir.

Cennete giden müminler için, kâinatın yaratılışından kıyametle harap olmasına kadar alınan fotoğraflar, ebedi olarak seyredilecek olan manzaraları oluşturacağı gibi, dünya hayatında iken dost ve sevdikleriyle geçirdiği hayatın maceraları ve onların fotoğrafları dahi cennetin daimi lezzetleri arasına katılacaktır. Bediüzzaman bunu şöyle izah eder: “Meselâ; ehl-i cennet elbette arzu ederler ki, dünya maceralarını tahattur etsinler (hatırlasınlar) ve birbirlerine nakletsinler. Belki o maceraların levhalarını ve misallerini görmeyi çok merak ederler. Elbette, sinema perdelerinde görmek gibi, o levhaları, o vakıaları müşahede etseler, çok mütelezziz olurlar. Madem öyledir, her halde dâr-ı lezzet ve menzil-i saadet olan dâr-ı cennette “Alâ sürurun mütekabilin.” işaretiyle, sermedi (sonsuz) manzaralarda, dünyevi maceraların muhaveresi (konuşulması) ve dünyevi hadisatın (olayların) manzaraları cennette bulunacaktır.” (Mektubat s. 496)

Nasıl ki, bu dünyada birlikte askerlik yapanlar veya hacca gidenler, orada geçirdikleri hatıraları yad etmekle çok farklı bir lezzet alırlar. Aynen öyle de, bu fâni dünyada birlikte yaşayan ve nice hatıralara sahip olan müminler, o dünya maceralarını cennette yad etmekle ve onların fotoğraflarını seyretmekle ayrıca lezzetlere mazhar olacaklardır. Cennetin ebedi ve keyifli manzaraları sadece dünya maceralarından ibaret olmayacak, onun da ötesinde kâinatın sonuna kadar alınan manzaralar, cennet ehlinin seyredeceği daimi sinemaları olacaktır. Cehennem ehli ise, bahsi geçen bütün bu güzelliklerden ebedi olarak mahrum kalacaklardır.

asyanur.info  samicebeci.net  (YouTube-Sami Cebeci videoları) (YouTube-Sami Cebeci ile her akşam canlı Risale-i Nur dersleri)

Views: 0